Tarım İşçileri Sendikası, yaptığı açıklamayla tarım politikalarını eleştirdi. Tarım-Sen, "Devletin piyasada herhangi bir hükmünün olmadığını" belirterek, "Devlet taban fiyatı belirlemekten ve yüksek düzeyde alım yapmaktan çekildiğinden beri, piyasa şirketlerin hakimiyetinde, fiyatı kendilerinin belirlediği bir düzene teslim olmuştur" dedi.
Çiftçimiz kan ağlıyor
Bilecik’te, İzmir’de, Antep’te çiftçilerin traktörlerle konvoylarla eylem yaptığını hatırlatan Tarım-Sen'in açıklaması şöyle:
"Ülkemiz çiftçisi kan ağlıyor. Binbir zorlukla yapılan üretime verilen fiyatlar maliyetleri karşılamaktan çok uzak. Yıllardır sürdürülen tarım politikaları bu durumun esas sebebi. Tarım piyasasını bir avuç holding ve şirket belirliyor. Devletin piyasada herhangi bir hükmü yok. Çiftçi şirketler ne istiyorsa onu yapmak durumunda.
Küçük çiftçi sonunda batacak
2024 yılı enflasyonunun çok uzağında belirlenen ürün alım fiyatları, krizin faturasının çiftçilere kesildiğini gösteriyor. Böyle giderse borç harç içinde üretme çabasında olan küçük çiftçi dönem sonunda batacak. Büyük bir toplumsal yıkım bizleri beklerken, mahsül tarlada para etmezken, bir de kentteki emekçilerin yeterli ve dengeli beslenmekten uzak yaşamlar sürmesi, en hafif tabirle acı bir durumdur.
Sebep de sonuç da bellidir. Tarımı şirketlerin egemenliğine bırakan politikalar çiftçileri ölümün eşiğine getirmiştir. Bu süreç bir günde olmamıştır, taşları yavaş yavaş döşenmiştir. Devlet taban fiyatı belirlemekten ve yüksek düzeyde alım yapmaktan çekildiğinden beri, piyasa şirketlerin hakimiyetinde, fiyatı kendilerinin belirlediği bir düzene teslim olmuştur.
Devlet bir an önce devreye girmeli
Çiftçiye kesilen ölüm fermanı karşılıksız kalmamıştır. Buğday ve çay üreticilerinden sonra domates ve fıstık üreticileri de açıklanan fiyatlar altında ezilmek istemeyip haklarını aramak için çeşitli eylemler düzenlemiştir. Çiftçilerin bu eylemlerini selamlıyoruz.
Türkiye’de tarım devam etsin, halkımız ucuz ve sağlıklı beslensin istiyoruz. Bunun için devlet bir an önce devreye girmeli ve her ürün için adil bir taban fiyat belirleyerek çiftçinin zarar etmesini önlemelidir.
Ve elbette, holdingleri kollayan bu tarımsal yapının kendi başına düzelmesini beklemek safdillik olur. Bilecik’te, İzmir’de, Antep’te çiftçilerin traktörlerle konvoylar yaparak ayağa kalkması yol göstericidir.
Ürünümüze sahip çıkmak emeğimize sahip çıkmaktır. Emeğimize sahip çıkmadığımız sürece kaybeden biz olmaya devam edeceğiz. Devletin taleplerimizi yerine getirmesi için direnmek dışında bir şansımız yok.
Tüm çiftçileri bulundukları yerlerde diğer çiftçilerle bir araya gelmeye, birlik oluşturmaya; emeğimiz ve haklarımız için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Gariban çiftçinin ineğine, römorkuna, traktörüne göz dikmekten vazgeçin. Krizin bedelini çiftçiye değil holdinglere ödetin."