İzmir'de su ve atık su tarifelerindeki ücretlerde düzenleme yapılarak birinci kademe olan 0-4 metreküp arası tüketim haricindeki tüketime yüzde 45 zam yapıldı.

CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleri alınan zam kararının AKP iktidarının yarattığı enflasyonist ortamdan kaynaklı zorunlu hâle geldiğini, elektriğe yapılan yüzde 38'lik son zammın da İZSU'nun zam kararında etkili olduğunu belirten ifadeler kullandı. 

Emekçi halka karşı

Türkiye Komünist Partisi İzmir İl Örgütü ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Toplu ulaşım ve suya yapılan art arda zamlar, piyasacı politikaları savunan bir yerel yönetim anlayışında zorunlu olabilir ama emekçi halka karşıdır ve hak gaspıdır" diyerek tepki gösterdi. 

Benzerliği tesadüf değil

'Vaat ve Lütufların Bittiği Yer: CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi Piyasacılığa Teslim' başlıklı açıklamanın tamamı şu şekilde:

AKP iktidarının konutlarda yüzde 38'lere varan elektrik zammını gerekçelendirirken "maliyetler çok yüksek" şeklindeki mazereti ve ardından sarf ettiği "hiçbir koşulda halkın mağdur olmaması için elimizden geleni yapıyoruz" sözleri ile CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi ve CHP'li meclis üyelerinin açıklamalarının benzerliği tesadüf değildir.

AKP iktidarının halkı değil, büyük holdingleri ve bir avuç para babasını temsil ettiği, emekçilere ise düşman olduğunu 22 yıla yaklaşan iktidarı boyunca fazlasıyla yaşadık, biliyoruz.   

Öte yandan, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de yaklaşık 20 senedir devam eden yerel yönetim pratiğinde halkçı ve emekten yana bir belediye olma konusunda mutlak olarak sınıfta kaldığını söylemek durumundayız. Cemil Tugay'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminin de daha şimdiden benzer bir sicile sahip olacağının işaretleri fazlasıyla verilmiş bulunuyor. 

Gerekçeleriyle açıklansın

Bu, CHP'nin ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tercihidir. Tıpkı AKP iktidarının büyük holdinglerden ve bir avuç para babasından yana bir iktidar olması gibi, CHP de İzmir'in yönetiminde öncelik ve tercihlerini İzmir'in büyük holdinglerinden ve patron örgütlerinden yana yapmakta, onların sözünden çıkmamaktadır. Bunu da, yeri geldiğinde İzmir'in kalkınmasına katkı yeri geldiğinde İzmir için para kaynakları yaratma gerekçeleriyle açıklamaktadır. 

Ancak bu tercihin İzmir'in emekçi insanlarına yarar sağlamayacağı, aksine İzmir'i emekçiler için daha yaşanmaz hâle getireceği çok açıktır. İzmir'in geçmişi, benzer yerel yönetim politikalarının İzmir'i nasıl adım adım emekçiler için yaşanmaz hâle getirdiğinin açık delilidir.

Hak gaspıdır

Toplu ulaşım ve suya yapılan art arda zamlar, piyasacı politikaları savunan bir yerel yönetim anlayışında zorunlu olabilir ama emekçi halka karşıdır ve hak gaspıdır. 

Emekçiler için her geçen gün pahalılaşan İzmir'de ayakta kalabilmenin koşulları zorlaşmaktadır. Sosyal belediyecilik sözleri ve makyaj misali kimi göstermelik uygulamalarla ya da sadaka niyetine ortaya saçılan yardım vaatleriyle bu zorluklar ne ortadan kaldırılır ne de üstleri örtülür. 

Ulaşıma ve suya yapılan zamlar derhal kaldırılmalıdır.

Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin önceliği emekçi halkın su ve ulaşım gibi temel haklara sahip olmasını sağlamak olmalıdır.
 

Kaynak: Haber merkezi