Türk hazır giyim sektörü, 2024’te dünya hazır giyim ihracatından farklı olarak yüzde 6,9 oranında küçülerek 1,3 milyar dolarlık bir kayıp yaşadı. Sektördeki bu daralma, küresel ekonomik kriz, bölgesel savaşlar ve rekabetçilik kaybı gibi bir dizi faktörden kaynaklandı.
Sektördeki daralma ve sebepleri
Türk hazır giyim sektörü, 2024’te dünya hazır giyim ihracatının yüzde 2 daralmasına karşın yüzde 6,9 oranında küçüldü. TGSD Başkanı Toygar Narbay, kaybın yüzde 29’unun küresel resesyondan, yüzde 46’sının Rusya, Ukrayna ve İsrail pazarlarındaki daralmadan, yüzde 25’inin ise rekabetçiliğin aşınmasından kaynaklandığını belirtti. Bu durum, Türk hazır giyim sektörünün diğer ülkelerden negatif bir şekilde ayrıştığını gösteriyor.
Maliyet artışı ve ihracat zorlukları
Türk hazır giyim sektöründeki üretim maliyetleri, Asya ve Kuzey Afrika’ya göre çok daha yüksek. Narbay, 2024 yılında Asya’dan yüzde 61, Kuzey Afrika’dan ise yüzde 46 daha pahalı hale geldiklerini belirtiyor. Yükselen maliyetler, Türk ürünlerinin uluslararası pazarlarda daha az rekabetçi olmasına neden oldu. Aynı zamanda, ihracatçılar zararına satış yaparak üretim kaslarını korumaya çalıştı.
2022 yılında 2,7 milyar dolar olan hazır giyim ithalatı, 2024 yılı itibarıyla 4 milyar dolara yükseldi. Narbay, uygulanan politikaların ihracatın rekabet gücünü düşürürken, ithalatı artırdığını vurguluyor. Bu durum, sektördeki üretim kaybının yanı sıra istihdamda da 146 bin kişilik bir azalmaya yol açtı.
“İhracatçılar rekabetçiliklerini kaybediyor”
Narbay, basın toplantısında ayrıca yüksek faiz düşük kur politikası ile ilgili olarak da yorum yaptı. Mevcut politika setinin ekonomi yönetimi tarafından; döviz kurunun baskılanması ile ithal ürünlerin fiyatlarının enflasyonist etkisini azalmak için kurgulandığını; ancak ithal ürünlerin fiyatlamasında ithalatçıların fiyatlamada kullandıkları söyledi. Narbay, forward kurunun; Spot Kur x (1+Yerel Para Getiri Oranı / 1+ Yabancı Para Getiri Oranı) ile hesaplandığını bu nedenle formülde yer alan yerel para getirisinin bir başka ifadesi ile (yüksek) faizin ithal ürünlerin fiyatlamasında enflasyonist etkiye neden olduğunu belirtti.
Yüksek faiz oranının, iç piyasadaki vadeli alım satımlar,kredi kartı ile yapılan taksitli satışlar ve banka komisyonları ile de ürün fiyatlarına girdiğini ve enflasyonist etkiye neden olduğunu belirterek; döviz kurunun düşük tutulması için uygulanan yüksek faiz politikası; hem enflasyon ile mücadeleyi akamete uğratıyor, hem de düşük tutulan kur nedeni ile ihracatçılar rekabetçiliklerini kaybediyor diyerek, bu nedenle ihracatçıların daha dengeli bir faiz ve kur politikası beklediklerinin altını çizdi.
Fırsatlar ve stratejiler
Türk hazır giyim sektörü, özellikle Trump’ın Çin’e yönelik politikaları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi fırsatlarla karşı karşıya. Narbay, bu fırsatların değerlendirilebilmesi için üretim gücünün korunması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca, kur ve faiz desteği sağlanması halinde sektörün yalnızca ihracatla sınırlı kalmayıp, istihdam artışı ve ithalatın düşmesi gibi olumlu etkiler yaratacağına dikkat çekti.