Ankara Enstitüsü’nden Hatem Ete ve Abdullan Yargı tarafından hazırlanan ‘Türkiye’de Dindarlık Algısı’ araştırmasında ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmada Türkiye’de kendisini ateist ve deist olarak tanımlayanların oranın toplam yüzde 6 civarında olduğu belirlendi.

Katılımcıların yüzde 92,3’ü Müslüman olduğunu ifade etti. Deist olduğunu belirtenler yüzde 3,2; ateist olduğunu ifade edenler yüzde 2,7’dir.

Allah'ın varlığına inananlar

-Toplumun yüzde 93’ü bir sıkıntısı olduğunda dua ederek Allah’tan yardım istediğini ifade etti.
-Katılımcıların yüzde 86’sı Allah’ın var olduğuna inandığını ve bundan hiçbir şüphe duymadığını belirtti.
-Katılımcıların yüzde 46’sı “ahlaklı olduğum sürece neye nasıl inandığım o kadar önemli değil” kanaatine katılmadıklarını ifade ederken, yüzde 37’si bu kanaate katıldıklarını belirtti.
-Toplumun yarısı, dindarlığın en önemli kriterinin Allah’a inanmak olduğu kanaatindedir. Kalbi temiz tutmak ve ahlaklı olmanın en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 29, ibadetleri eksiksiz yerine getirmenin en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 10’dur.

-Katılımcılara “dindarlık açısından kendinizi nasıl tarif edersiniz” sorusu sorulduğunda katılımcıların yüzde 62’si kendisini “dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan biri” olarak tarif etmektedir.

-Katılımcıların yarıya yakını kendisini dindar bulmaktadır. “Oldukça dindarım” diyenler yüzde 22, “Hiç dindar değilim” diyenler ise yüzde 6’dır. Katılımcılardan kişisel olarak kendilerini oldukça dindar olarak görenlerin oranı yüzde 21,9, dindar olarak gören bireylerin oranı yüzde 48,2’dir. Katılımcılar arasında kendisini dindar olarak tanımlayanlar toplamda yüzde 70’tir.

Çocuklarının dindar olmasını isteyenler

-Katılımcıların yüzde 76’sı çocuklarının dindar olmasını istemektedir. Çocuklarının dindar olup olmamasını önemsemeyenler yüzde 12, çocuklarının dindar olmasını istemeyenler yüzde 9’dur.
-Katılımcıların yüzde 67’si Ramazan’da düzenli olarak oruç tuttuğunu ifade etmiştir. “Eski- den tutardım ama şimdi tutamıyorum” diyenler yüzde 12, oruç tutmayanlar yüzde 11, ara sıra tutanlar ise yüzde 9’dur.
-Katılımcıların yarıya yakını (%47,6) İslam’daki helal ve haramların yeniden değerlendiril-mesi fikrine katılmadıklarını belirtmişlerdir. Bu, bu kişilerin İslam’da helal ve yasak olan ilkelerin sabit olduğuna ve değiştirilemeyeceğine inandıklarını göstermektedir.
-Katılımcıların önemli bir çoğunluğu (%74,7) “Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah değildir.” ifadesine katılmamaktadır. Daha küçük bir yüzdeye (%14,6) sahip katılımcı bu ifadeye katıldığını, yüzde 6,6’lık bir kesim ise kısmen katıldığını belirtmiştir.
-Katılımcıların yüzde 62’si farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını doğru bulmazken, yüzde 19,3’ü doğru bulmakta, yüzde 9,5’i de kısmen doğru bulmaktadır.

55-64 yaş arası daha ateist ve deist var

Kadınlarla erkekler arasındaki din ve inanç tercihinde fark bulunmaktadır. Sözgelimi kendini Müslüman olarak gören erkeklere kıyasla aynı statüdeki kadınların sayısal oranı görece daha büyüktür. Yanı sıra bu fark felsefi temelli inançlarda da ters bir şekilde sürmektedir.

Kadınların dinsel ilgilerini İslam söz konusu olduğunda ileride, felsefi temelli inanç noktasında ise geride tutanın gerçekte ne olduğu Türkiye bağlamında esaslı bir soru olarak öne çıkmaktadır.

Müslüman olduğunu belirtenlerin en düşük, ateist veya deist olduğunu belirtenlerin en yüksek olduğu yaş grubu 55-64 yaş arası gruptur.
Eğitim seviyesi yükseldikçe Müslüman olduğunu belirtenlerin oranı düşmekte, ateist veya deist olduğunu belirtenlerin oranı artmaktadır.

Editör: Özlem Çimen Durmaz