Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ulaş Aydın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile Ege bölgesinde yaşanan orman yangınlarına dikkat çekti. Aydın, "Kahraman itfaiyecilerimiz ve gönüllülerin çabasıyla yangınları kontrol altına aldık. Ancak, bu sarsıcı olayların paniğiyle sağduyumuzu yitirmemeliyiz" dedi.
Yangınlarla mücadelenin akıl ve bilim rehberliğinde yapılması gerektiğini belirten Aydın, "Orman yangınlarına karşı kurumlarımızın kapasitesini güçlendirmeli, yerel itfaiye birimlerimizi büyütmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Aydın'ın sosyal medya paylaşımının tamamı şu şekilde:
"Şehrimiz Manisa’da, İzmir başta olmak üzere Ege bölgemizde ve yurdumuzun tamamında yaşanan yangınlar hepimizi sarstı. Başta kahraman itfaiyecilerimiz olmak üzere pek çok görevli ve gönüllünün çabasıyla yangınları kontrol altına almayı ve can kaybı olmadan şimdilik bu yangınları atlatmayı başardık.
Ancak ağaçlardan ormanı göremediğimiz bu tip zamanlarda, yaşanan sarsıcı olayların paniğiyle sağduyumuzu yitirmemeye dikkat etmemiz gerekiyor.
Her canlı, doğaya uyum sağladığı müddetçe hayatta kalabilir. Bu bizim için de geçerli. Bizim en büyük avantajımız ise zekamız ve yüksek seviyede iş bölümü yapabilmemiz.
Orman yangınlarına yaklaşımımızda da akıl ve bilim rehberimiz olduğunda uyum sağlar, duygusal ve fevri davrandığımızda felakete sürükleniriz.
Küresel iklim değişimi, ormanlarımızın artık daha kurak olmasına, sıcaklıkların yüksek olmasına yol açıyor. Bu nedenle orman yangınlarının sayısı ve büyüklüğü de artıyor. Eskiden daha kısa süren ‘yangın sezonları’ uzuyor, daha önce yangın görmediğimiz Doğu Karadeniz gibi bölgeler de artık yangın riski taşır hale geliyor.
Tıpkı deprem gibi, yangınlar da özellikle yurdumuzun Ege bölgesinde, tıpkı tüm Akdeniz ormanlarında olduğu gibi baş etmek zorunda olduğumuz bir doğal afet olarak önümüzde duruyor.
Peki ne yapacağız?
Öncelikle ormanların doğal yangın döngüsü ve ekosistemini doğru anlamak, tüm dünyadaki araştırma ve pratiklerden öğrenmeliyiz.
Doğal yangınlarla yanan ormanlar birkaç yıl içinde kendini yeniler ve iklime uygun şekilde ormanlar kendini tazeler. Yangınları fırsat bilerek yapılan oteller ya da ormanlara meyve ağacı dikmek bizim bütün orman ekolojisini yok etmemiz anlamına gelir. Bu nedenle yanmış ormanları kendi haline bırakmalı, yeni yeşil alanlar üreteceksek, bunları daha önce orman olmayan alanlarda gerçekleştirmeliyiz.
Yangınlar, besi ve evcil hayvanlarımız ile yerleşim yerlerimizi etkilememeli. Bu nedenle yangınla mücadelede kurumlarımızın kapasitesini güçlendirmeliyiz. Yerel yönetimlere bağlı itfaiye birimlerimiz, değişen iklim ve yangınların büyümesine paralel olarak büyütülmeli ve güçlendirilmeli. Bu, siyasete malzeme edilmeyecek bir ulusal güvenlik sorunudur.
İhmal yüzünden çıkan yangınları engellemeliyiz. Bu nedenle okullardan başlayarak tüm toplumun bilinçlenmesi ve doğaya saygıyla yaşama alışkanlığının yerleşmesini mutlaka ama mutlaka sağlamalıyız."
