Urla’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yılı düzenlenen etkinliklerle coşku içinde kutlandı. Törene Urla Kaymakamı Mustafa Gözlet, Garnizon Komutanı Dz. Albay Serdar Akan, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Urla Cumhuriyet Başsavcısı Murat Yavuz, İlçe Birim Amirleri, Siyasi Parti Temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşlarının Temsilcileri, Muhtarlar, Gaziler, Şehit yakınları ve vatandaşlar katıldı. Kutlamalarda ilk olarak Türk Ordusunun Urla’ya girdiği yer olan Mustafa Kemal Paşa Caddesinden (Mermerli Çeşme’den) Bando ve Rahvan Atları eşliğinde kortej yürüyüşü gerçekleştirildi Ellerinde Türk bayrakları ile halkı selamlayan protokol üyeleri Urla sokaklarında gururla yürüdü. Cumhuriyet Meydanına kadar yürüyen protokol üyeleri ve vatandaşlar önce Saygı Duruşunda bulundu ardından İstiklal Marşı’nı okudu. Resmi çelenklerin sunulmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan gerçekleştirdi.
Kahramanlarımızı minnetle anıyoruz
Balkan konuşmasında Urla’nın Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlık mücadelesi ve Batı Anadolu’da Kuva-yı Milliye’nin ilk kez burada doğduğunu vurguladı. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan bağımsızlık zaferini hatırlatan Balkan, halkın bu mirasa sahip çıkma sorumluluğu olduğunu söyledi. Bu kadim toprakların birçok savaş ve kurtuluş mücadelesi gördüğüne dikkat çeken Balkan, “Ancak 15 Mayıs 1919’da İzmir’de yakılan ilk kıvılcımla başlayan istiklal mücadelesi, milletimizin azim ve kararlılığıyla zaferle sonuçlandı. Urla, bu süreçte ilk Kuva-yı Milliye hareketine ev sahipliği yaptı.9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtuluşuyla Anadolu’nun kahramanları Urla’ya doğru yola çıktı. 12 Eylül 1922’de Albay Çolak İbrahim Bey komutasındaki ordu, Urla’yı düşman işgalinden kurtardı. Atalarımızın fedakârlığı, bizlere sadece bir şehir değil, özgürlük bilincini kazandırdı. 12 Eylül, Urla’nın direniş ruhunu ve cesaretini hatırlamak için önemli bir fırsattır. Bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, Urla’nın kahramanlarını minnetle anıyor, Kurtuluşun 102. yıl dönümünü kutluyoruz” ifadelerini kullandı.
Onlar kadar sahiplenebiliyor muyuz?
Balkan, konuşmasında ayrıca çevre koruma, çocuk istismarı ve eğitim gibi güncel toplumsal sorunlara dikkat çekerek, bu alanlarda daha güçlü adımlar atılması gerektiğini belirtti. Bir asırdır yokluk ve yoksulluk içinde yedi düvele karşı mücadele veren Mustafa Kemal Atatürk’ün ve kahramanların destanlarını yâd ediyor, yiğitlerimize rahmet okuyoruz diyen Balkan konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Peki, Onların sahiplendiği kadar sahiplenebiliyor muyuz bu vatan toprağını? Gerçekten yaşadığımız kenti ve insanlarını seviyor ve koruyor muyuz? Örneğin bir ülkeyi sevmek, bir köşk için tek bir ağacı bile feda etmemektir, Mustafa Kemal Atatürk gibi. Oysa şimdilerde milyonlarca canlının ölmesini umursamadan, bile isteye yakıyorlar ormanlarımızı. Ne acı. Yazık. Ve Bir ülkeyi sevmek, çocukları her türlü ihmal ve istismardan korumak, onları her koşulda yetişkinlerden daha özel ele almaktır. Çocukları fiziksel, ruhsal, cinsel istismar nesnesi haline getirip ömürlerini çalan tüm toksik insanları lanetlemekten bıktık. Narinler, Leylalar, Müslümeler olmasın istiyorsak daha güçlü bir siyasi duruş sergilememiz gerekiyor. Hukukun üstün tutulduğu, iyi hal indirimlerinin olmadığı, caydırıcı cezaların kimsenin gözünün yaşını dinlemeden uygulandığı bir sistemde daha güvende bir yaşam sağlayabilmektir bu ülkeyi sevmek. Bizler, çöpümüzü attığımız her sokağa, fazladan akıttığımız suya, imara açılan her tarım arazisine, okutamadığımız her çocuğa, sokakta oynarken gelinlik giydirilen her kız çocuğuna, kocası tarafından cinayete kurban edilen her kadına, işkence edilerek öldürülen her sokak hayvanına karşı mahcubuz, suçluyuz, sorumluyuz. Oysa ecdadımız gözünü kırpmadan canını feda etmiş bu toprakları vatan yapabilmek adına. Bizlere ise bu vatanı korumak ve ileriye taşımak düşüyor. Fakat 100 yıldır hala muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için çabalıyoruz. Bu çaba ancak ve ancak bilimle, okumakla, ahlaki değerlerle kendini gerçekleştirebilir. Her köye eğitim götürerek ve bunu takip ederek kurtarabiliriz bu ülkeyi. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Köy Enstitüleri ile yine yeniden kırsal kalkınma gerçekleşebilir. En ücra köylerden aydın insanlar yetişebilir.”
Şehitlerin kabrine karanfiller bırakıldı
Balkan’ın konuşmasının ardından İzmir Cengiz Aytmatov Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi Oktay Dalkıran ‘Urla’ şiirini okudu. Tören Urla Halk Eğitim Merkezi’nden Efelerin Harmandalı gösterisi ile sona erdi. Cumhuriyet Meydanındaki resmi törenin ardından Yıldıztepe Şehitliği ziyaret edildi. Yıldıztepe Şehitliğinde Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim Tilaveti okunarak dua yapıldı. Sonrasında şehitlerimizin kabrine saygı ve minnetle karanfiller bırakıldı.