İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Aslı Aslan, 1-7 Ağustos Emzirme Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada anne sütünün önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. Aslan, “Anne sütü mamaların aksine her çocuk için çocuğun fizyolojisine göre şekillenir. Bir çocuk prematüre doğduğunda, normal doğduğunda, az veya çok kilolu doğduğunda, annenin sütü de değişir. Anne sütü her çocuk için özel olarak üretilir. Anne sütü; büyümeyi artıran, organ gelişimi, beyin gelişimi için çok önemli bir besin. Anne sütü sadece bir besin kaynağı değil bir sağlık kaynağı” diye konuştu.
Ağız sütü aşı gibi
Bebeklerin ilk doğduğu zaman mide kapasitelerinin bir kiraz tanesi kadar olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aslı Aslan, “Bebekler ilk doğduklarında mide kapasiteleri çok düşük. Yaklaşık 3-5 mililitre yani bir kiraz tanesi kadar diyebiliriz. İlk başta ağız sütü denen bir şey var. Aslında ağız sütü süte benzeyen ama daha yoğun içerikli. Böyle damla damla gelmeye başlıyor. Aşı gibi düşünün. Bir damlası bile çok kıymetli, altın değerinde. Bebeğin midesini, kapasitesini düşünürseniz, az miktarı bile bebeğin doyması için yeterli. Eğer anne iyi beslenirse, iyi su içerse, psikolojisi iyi olursa, bebek sürekli emzirilerek süt artırılabilir” dedi.
Emdikçe süt çoğalır
Bebek emdikçe anne sütünün çoğalacağını söyleyen Prof. Dr. Aslan, “Oksitosin diye bir hormon var. Bebek emdikçe o hormon salgılanıyor ve süt gelmeye başlıyor. Çocuğun yeterli beslenmesini sağlayacak şekilde anne sütü almaya başlarsa; çiş, kaka yapmaya başlarsa, kan şekeri düşmüyorsa, anne sütü ile devam edilmeli. Anne sütünün yetip yetmediğinin en güzel göstergesi çocuğun alması gereken kilo ve tartı artımını sağlıyor mu sağlamıyor mu biz buna bakıyoruz. Anneler dışarıdan da etkileniyorlar, 'senin sütün yeterli değil, senin sütün sulu' gibi şeyler söyleniliyor. Sulu ise de o çocuk için üretiliyor, değilse de yine o çocuk için üretiliyor” ifadelerini kullandı.