Yüksek irtifada uçuş sırasında oksijen basıncının azalması, bazı kalp hastaları için risk oluşturabilir. Kabin basıncı ayarlamalarıyla yolcular yer seviyesinden yaklaşık 1500-2000 metre yükseklikteki oksijen seviyesine maruz kalır. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Yalçın, sağlıklı bireylerde ve stabil kalp hastalarında bu durumun genellikle sorun yaratmadığını belirtirken, stabil olmayan kalp hastalarında risk oluşabileceğini ifade etti. Ayrıca uçuş sırasındaki stres faktörleri, tansiyon yükselmeleri ve göğüs ağrısı gibi sağlık problemlerine yol açabilmektedir.
Hareketsiz kalınmamalı
Uzun süre hareketsiz kalmanın kanda pıhtılaşmaya yol açabileceğini belirten Dr. Yalçın, bu durumun bacaklarda pıhtı oluşumuna ve pıhtının akciğere ulaşarak hayati tehlikeye neden olabileceğini vurguladı. Bu riski azaltmak için yolculuk sırasında koridorda yürüyüş yapılması, baldır kaslarının sık sık kasılması, alkol tüketiminden kaçınılması ve bol sıvı tüketilmesi önerildi. Özellikle 50 yaş üzeri, obez, sigara kullanan, varis problemi olan ve hamile bireylerin uçuş öncesinde doktorlarına danışarak kan sulandırıcı ilaç kullanmaları gerekebilir.
Kalp pili olanlar dikkat etmeli
Stabil kalp hastalarının uçak yolculuğu yapmalarında genellikle bir sakınca bulunmazken, yeni kalp krizi geçiren, yeni bypass ameliyatı olan, kontrolsüz tansiyon sorunu yaşayan hastaların uçak yolculuğundan kaçınması gerektiği belirtildi. Kalp pili veya şok cihazı olan bireyler, havalimanı güvenlik kontrollerindeki x-ray cihazlarından geçmemeli ve pil kartlarını yanlarında bulundurmalıdır. Kalp pili olanların uçakla seyahat etmelerinde ise genel olarak bir engel bulunmamaktadır.
Son olarak, kalp krizi geçirmiş hastaların en az 2 hafta, stent takılmayan anjiyo hastalarının 1 gün, stent takılanların 1 hafta, bypass ameliyatı olanların ise 3 hafta uçuş yapmaktan kaçınmaları gerektiği ifade edildi.