Aylardır beklediğimiz yerel seçimler için bu pazar sandık başında olacağız.
Her 5 yılda bir yapılan seçimlerde bizlere en yakın yöneticiler muhtarlar ve belediye başkanlarını seçiyoruz. Verdiğimiz ve vereceğimiz oylarla yaşadığımız kentlerin kaderlerine doğrudan etki etme şansını bu seçimlerde yakalamış oluyoruz. Bu anlamda yerel seçimlerde oy kullanma hakkının önemi daha çok ortaya çıkıyor. Öyle ki, mahallede yaşadığımız bir sorun için en yakındaki yönetici muhtara gidiyor çözüm istiyoruz. Sorun boyutu büyükse belediyelerin ilgili birimlerini arıyor müdahale edilmesini direkt iletiyoruz. Genel siyasete verdiğimiz oylarla müdahale etme şansımız yokken yerel seçimde seçtiğimiz belediye başkanına gidip eleştiri yapma hakkımızın olduğunu unutmadan herkes oy verme görevini yapmalı. Oy kullanmayan vatandaş şikâyet ettiği konuların büyümesine yardımcı olur. Tam aksine şikâyetin bir parçası olmamak için oy kullanma hakkını kullanıp sevdiğimiz adayı ve partiyi o makama taşımak için yardımcı olmalıyız. Size yakın parti ve aday olmayabilir veya siz böyle düşünüyor olabilirsiniz. Bu durum çok da normal. Bu durumda dahi ikinci hatta üçüncü dereceden oy vermemizi gerektirecek nedenleri bulup sarı zarfı sandığı atmak durumundayız. Sevdiğiniz aday kazanacak durumda olabilir veya olmayabilir. Sizden alacağı her bir oyla sizin adınıza gücüne güç katacaktır. Bu açıdan baktığınızda "bir oy ne değiştirir" klasik düşüncesinden çıkıp, "bir oy çok şey değiştirir" moduna geçmek gerekiyor.
Sandığa git oy ver, hesap sorma hakkın olsun!
Oy kullanmadan genel ve yerel anlamda seçim yapmadan sadece yerinde kalıp eleştiri yapmak hiç doğru değil. Hesap sormak için seçim yapmak zorundasınız. Kısaca oyunuzu kullanacaksınız. Hani yılladır devlet memurlarına söylenen çok klasik bir söz vardır. "Benim vergilerimle maaşını alıyorsun" çıkışı gibi. Kentin belediye başkanına vatandaş olarak hesap sormak istiyorsanız vergide olduğu gibi önce oyu vermek gerekiyor. "Ben size oy verdim, mahallem kentim için bu hizmeti istiyorum" sözlerini söyleyebilmek için bu pazar o sandığa gitmek zorundayız. Siyasi tercihinizi belirleyen neden ne olursa olsun. Önemli olan bu tercihi oyunuzla kentin yaşamına yansıtmaktır. Yerel seçimlerde bir siyasi anlayışın yanında bir aday ve onun karakterine oy verdiğimiz unutulmamalıdır. Kızmış, küsmüş olabiliriz. Ama kentinize ve geleceğinize küsme hakkımız yoktur.
Son cümle: Bu pazar muhtarımızı, belediye başkanımızı ve belediye meclis üyelerini seçmek bir görevden öte yaşadığınız kente sahip çıkma işidir. Kentin sakini değil, sahibi olalım ve oyumuzu kullanalım…