Semra İĞTAÇ- Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 17 Ağustos 1999 depreminin yıldönümünde Suriye'nin Hama şehrinde meydana gelen 5,2 büyüklüğündeki depremi İz Gazete’ye değerlendirdi. Türkiye sınırları dışında gerçekleşen bu depremin, bölgedeki aktif fay hatları nedeniyle çevre ülkeler için de risk teşkil ettiğini belirten Sözbilir, İsrail-Filistin hattında yer alan Ölüdeniz fay zonuna ait fay kollarının yaklaşık bin yıldır kırılmadığını ve bu bölgede büyük bir deprem beklendiğini ifade etti. Ayrıca, bu tür bölgelerde meydana gelebilecek büyük depremlerin, çatışmaları sonlandıracak kadar yıkıcı olabileceğine dikkat çekti. Sözbilir, özellikle Suriye, İsrail gibi bölgelerde bilim insanlarının büyük depremler beklediğini ve bu depremlerin, komşu ülkelerdeki depreme dayanıksız binalarda büyük yıkımlara yol açabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Sözbilir, ayrıca İzmir'deki Güzelbahçe Fayı, izmir Fayı, Yağcılar, Bergama Fayı, Kemalpaşa Fayı, Güzelhisar Fayı,Yeni Foça Fayı, Manisa Fayı, Dağkızılca Fayı, Gümüldür Fayı, Menemen Fayı, Tuzla ve Seferihisar fay hatlarına yönelik yürütülen beş yıllık çalışmaların sonuna geldiklerini açıkladı. İzmir fay hattında son büyük depremin 1688 yılında meydana geldiğini hatırlatan Sözbilir, bu fay üzerinde yakın gelecekte bir deprem beklenmediğini ifade ederken, asıl tehlikenin Tuzla fay hattında olduğuna dikkat çekti.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sözbilir, iki bin yıldır hareketsiz olan Tuzla fayının deprem riski taşıdığını belirtti. 50 kilometre uzunluğundaki bu fay hattının Doğanbey’den başlayarak Bornova’ya kadar uzandığını ve 7,1 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini vurgulayan Sözbilir, Tuzla fayının yakın gelecekte kırılabileceği konusunda önemli uyarılarda bulundu.

Sözbilir, Suriye'de meydana gelen depremin, İzmir gibi uzun süredir deprem üretmemiş diri fay hatlarına sahip bölgeler için hatırlatıcı olması gerektiğini belirtti ve İzmir'in olası bir büyük deprem için hazırlıklı olması gerektiğini bir kez daha vurguladı. Bu kapsamda depreme dirençli bir İzmir yaratılmasi için toplumun tüm katmanlarının el ele vererek İl Afet Risk Azaltma Planlarındaki (İRAP) eylemleri yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Prof.Dr. Sözbilir halkın da depreme hazırlik anlamında  bilinçlendirilmesinin önemini vurguladı.

Muhabir: SEMRA İĞTAÇ