Batuhan KAYA/İz Gazete- CHP Parti Meclisi Üyesi Baran Bozoğlu, Çiğli İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi açılışında konuştu. Bozoğlu, 4. Fazla bu tesisin belki de Avrupa’nın en büyük 2’nci atık su arıtma tesisi haline geldiğini ifade etti. Bozoğlu konuşmasında AKP hükümetini, yurtdışından bulunan kredileri onaylamamakla ve İzmir’in yaşadığı sorunları çözmek yerine ellerini ovuşturarak beklemekle itham ederek, “Büyük kentlerde idareler su sağlamak, doğayı korumak için başvurdukları kredi başvuruları Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin bürokratları önünde bekletildiğini öğrendik. Aynı zamanda istihdamı arttırmak için beklediğimiz norm kadroları yine ofislerde bekletildiğini gördük. Ne yaptılar? Beklediler, izlediler ve sessizce ellerini ovuşturdular. Gediz Havzası’na fabrikalar pisliklerini atarken gözlerini kapattılar, kulaklarını kapattılar. Körfez’de böyle bir problem oluşunda siyasi şovlarını yapmaya devam ettiler. Çünkü onların derdi İzmir değil kendi siyasi rantları” diye konuştu

Bugünler cadı avları dönemini hatırlatıyor

İBB’deki 2. Dalga tutuklamalarla birlikte bugünlerin 600 yıl önce Avrupa’daki cadı avı dönemini hatırlattığını kaydeden Bozoğlu, “Bugün yaşadığımız süreçte sıkıntı ile karşı karşıyayız. Hafta sonu İSKİ’nin değerli genel müdürü ve yardımcılarına, belediye bürokratlarına haksızca gözaltı süreci yaşandı. Bilimden, emekten ve gerçeklikten kopmuş bir süreci hep beraber yaşıyoruz. Bu süreci benzetmek hatalı olmayacak; 600 yıl önce Avrupa’da yaşanan Engizisyon Mahkemeleri ve cadı avının yapıldığı dönemi hatırlatıyor. Bu cadı avı döneminde ne oluyordu? Birileri gerçeklikten kopuk bir şekilde dünyada cadıların olduğunu ve insanları yönettiğini falan anlatıyorlardı. Buna garip bir şekilde birçok insan inandı, inanmayanlar da başlarına bir şey gelmesin diye böyle bir şeyi kabul ettiler. Avrupa’da böyle gerçek olmayan bir durum yüzünden binlerce insan işkence ile öldürüldü, hapse atıldı. Avrupa’da yaşanan bu sürecin şua anda Türkiye’deki süreçten farkı yok. Gerçeklikten öte, ortada kanıtsız iddiaların olduğu süreçte İstanbul ve Türkiye’nin muhafızı olan, iktidarın karşısında en güçlü aday olan Ekrem İmamoğlu’nu Silivri zindanına gönderdiler. Bunun Engizisyon Mahkemeleri’nden ve Avrupa’nın karanlık döneminden farkı yoktur” dedi.

İmamoğlu İstanbul’u ranta teslim etmediği için…

İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u ranta teslim etmediği için tutuklandığı söyleyen Bozoğlu, “Ekrem İmamoğlu’nu sadece cumhurbaşkanı adayı olduğu için değil İstanbul’u ranta teslim etmediği, yanlış projelerin önüne geçtiği için bu süreci yaşadığını görebiliyoruz. Geçtiğimiz gün Sazlıdere Barajı’nın Kanal İstanbul ile yok edileceğini görmüştük. İmamoğlu, hukuki süreçleri yürüttü ve toplumu kucaklayarak İstanbul’u korumak için mücadele etti. İSKİ de havzayı korumak için o projenin olmaması gerektiğini söyledi. Buna rağmen TOKİ, havzanın içinde 700 binden fazla insanın yaşayacağı betonu dökmeye başladı. Bir kurum düşünün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Bu bakanlık içinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü var. Bu müdürlük diyor ki; İstanbul, Trakya büyük bir kuraklıkla karşı karşıya. Aynı bakanlık içinde TOKİ adında idare bu riski görmeden oraya binalar yapıyor. Bir tarafta bilim var bir tarafta beton, ölüm, susuzluk var. Buradan sormak gerekiyor. Bu ülkeyi kim yönetiyor, bu kararları kim alıyor? Seçilmişler İstanbul’u korurken öbür taraftan atanmış bir bürokrat kafasına göre karar verebiliyor. Bu ülkeyi seçilmişler mi yönetiyor yoksa TOKİ bürokratları mı? Buna yanıt verilmesi lazım” şeklinde konuştu.

Onlarla nasıl mücadele edeceğimizi biliyoruz

AKP hükümetine karşı nasıl mücadele edeceklerini bildiğini söyleyen Bozoğlu, şöyle konuştu:

Yapay zekaya göre Türkiye'nin en yaşanabilir 10 ili: İzmir kaçıncı sırada? Yapay zekaya göre Türkiye'nin en yaşanabilir 10 ili: İzmir kaçıncı sırada?

“Geçtiğimiz yaz CHP olarak Su ve Kanalizasyon İdareleri’nin genel müdürleri ile toplantı yaptık. O toplantıda şöyle bir tespitimiz oldu; Bir gün daha fazla koltukta oturmak için İzmirlilerin bu problemi yaşamasına sebep oldular. Bakanlıkta çalışmış denetçilik yapan birisi olarak söylüyorum; Gediz Havzası’nı kirleten fabrikalara sürekli atıksu izleme cihazları takın dedik. Yüreğiniz varsa paylaşın, hangi denetimleri yaptınız? Belediye başkanımızın yurtdışı toplantısını bekleyip İzmir’de siyasi şov yaptılar. Biz bu insanları çok iyi tanıyoruz. Ergenekon, Balyoz’dan da tanıyoruz İzmir Körfezi’ne karşı sessiz kaldıklarından da tanıyoruz, onlarla nasıl mücadele edeceğimizi çok iyi biliyoruz. Bu mücadeleyi biz emek, bilim ve halkımızla veriyoruz. O nedenle genel başkanımız her hafta başka kentte mücadeleyi büyütüyor. ASKİ’de en büyüğünü üreten birisiydim, şimdi Türkiye’nin en büyüğünün açılışında olmak beni mutlu etti. Bunun kendi özkaynaklarıyla yapılması çok değerli. Bir kontrol edelim ama bu tesis Avrupa’nın da en büyük ikinci tesisi olabilir. İzmir, kendisini Avrupa ile yarışmaya hedefliyor. Bütün kesintilere, baskılara rağmen bu projeleri hayata geçiren belediye başkanımıza teşekkür ediyorum. Kendisi doktor olarak sakinliği ile siyaset simsarlarına karşı dirayetli durdu. Mücadelesini işiyle ortaya koydu.”

Muhabir: BATUHAN KAYA