Gazeteci-Yazar Cengiz Erdinç, organize suç ve uyuşturucunun demokrasiye karşı tehdide dönüşen istilasını, ilk kez 2004’te yayınlandığında ses getiren kitabı "Overdose Türkiye"'de ortaya koymuştu.

Erdinç, kitabının güncel verilerle genişletilmiş yeni baskısında (Doğan Kitap, Haziran 2024), uyuşturucunun Anadolu kentlerini gözle görülür biçimde ele geçirdiğine dikkat çekiyor.

Yüzyılın başından bu güne uyuşturucunun şaşırtıcı serüvenini ilk kez yayınlanan belgelerle gün yüzüne çıkaran kitapta İstanbul’da kurulan eroin fabrikaları, bu fabrikaların arkasındaki narkoelitler, Cosa Nostra’dan Yakuza’ya uzanan ilişkiler ağı, 1930’lu yıllarda İstanbul sokaklarından günümüz Türkiyesi’ne Anadolu’nun en ücra köşelerine uzanan madde bağımlılığı resmi belgeler ve güncel raporların ışığında inceleniyor.

1920’lerden günümüze uzanan kapsamlı içeriğiyle araştırmacı gazeteciliğin önemli örneklerinden biri olan Overdose Türkiye, ilk kez 2004 yılında yayımlandığında Cumhuriyetin ilk yıllarındaki narkotik kaçakçılığa ilişkin belgeleri, 1990’larda yükselen eroin dalgasının gerçek bilançosunu, organize suçun siyasete nüfuzunu şaşırtıcı biçimde kamuoyuna sunmuştu. 20 yıl sonra hazırlanan gözden geçirilmiş ve yenilenmiş baskı yine gün yüzü görmemiş bilgi ve belgelerle okurun karşısına çıkıyor.

Kitabın 2024 baskısında Türkiye’de narkotik kaçakçılık ve ondan beslenen organize suçun yarattığı tablo tüm boyutlarıyla gözler önüne serilirken; orta halli Anadolu şehirlerinin uyuşturucu tüketiminde geldiği ürkütücü nokta ilk kez kamuoyuna yansıyan verilerle aktarılıyor.

Yapılan risk analizlerine göre İzmir, uyuşturucu tüketiminde en yüksek riskli il olarak öne çıkıyor. Gazeteci Cengiz Erdinç, İzmir'de metamfetaminin yükselişine dikkat çekiyor. Yakın gelecek için vahim sonuçlar getirebilecek bu durumun olası nedenlerini ve İzmir özelindeki riskleri Erdinç ile konuştuk.

İzmir neden yüksek riskli?

Kitabınız nedeniyle Aydın, Karaman, Isparta gibi uyuşturucu tüketiminin yüksek olduğu iller konuşuluyor, fakat İzmir’den de "en yüksek riskli il" diye söz ediyorsunuz. İzmir neden yüksek riskli, bunu açar mısınız?

Bu risk analizi bir ilin uyuşturucu suçlarına maruz kalma olasılığını ölçüyor. 42 parametre var. Bunların bir bölümü demografik veriler. Polisin ciddi bir mantalite değişikliği ile sadece narkotik verileri değil, bekar sayısı, tarım alanı azlığı, göç gibi demografik ölçütleri de göz önüne almasıyla belirleniyor. İşte İzmir 82 il içinde bu verilere göre en yüksek riske sahip. Ayrıca atık su analizine göre esrar, kokain ve metamfetamin tüketiminde de ilk sıralarda.

Bunu destekleyen başka veriler de var mı?

Evet, kısıtlı verilere rağmen İzmir’deki durumu destekleyen başka veriler de var. TÜİK’in Adalet Bakanlığı istatistiklerine dayanarak suç işlenen illere göre ceza ve infaz kurumlarına gelen hükümlü sayıları, yetişkin nüfusa oranlandığında İzmir uyuşturucu kullanım suçlarında 2007-2020 arasındaki 14 yıllık dönemde ortalama yüz bin nüfusta 20 hükümlüye sahip ki bu 2020 yılında yüz binde 54 olmuş.  Yine imal ve ticaret suçlarında da 14 yılın ortalaması yüz bin nüfusta 20 hükümlüyle 18. sırada.

İzmir'i riskli yapan faktörler...

Peki bu nasıl açıklanabilir, neden İzmir’de böyle bir yoğunluk var?

Buna kesin bir cevap vermek güç, çünkü göz önüne alınması gereken çok faktör var. İzmir pandemi sonrası en çok göç alan illerden biri, turizmin yoğun olduğu bir şehir, bunun dışında yoğun bir sanayii ve buna bağlı çalışan nüfus var.  İşsizlik ve tarıma elverişli toprakların azalmasının yoğun hissedildiği bir şehir. Ayrıca İzmir’in komşuları Balıkesir, Aydın, Muğla, Denizli, Uşak gibi yoğun uyuşturucu tüketimi, ticareti ve organize suç faaliyeti olan illerle de ilişki içinde. Zaten tüketimin kaba haritasına bakıldığında Urfa-Antep-Mersin hattından İzmir’e kadar olan bütün coğrafyada şaşırtıcı ve yaygın bir tüketim var. Bunun üzerine daha kapsamlı araştırmaların yapılması da gerekiyor.

Ege bölgesi de öne çıkıyor, bunun bir açıklaması var mı?

Bu iller geleneksel olarak afyon üreticisi olan iller, Isparta, Uşak, Afyon. Osmanlı İmparatorluğu’ndan gelen bir üretim var. Bunun bıraktığı bir kültürel miras olabileceğini düşünüyorum. Ayrıca İzmir geçmişte üretilen afyonun ihraç edildiği önemli bir liman kenti. Hala liman özelliği var, Aliağa örneğin demiryolu, karayolu ve deniz yolunun kesiştiği önemli bir kavşak noktası. 1930’larda İzmir’de de eroin fabrikası kurma girişimleri var.  Öte yandan organize suç vakalarında da İzmir hareketli bir şehir.

Kıyı rantı organize suç işliyor

Peki organize suçla nasıl bir bağı olabilir?

Narkotik ticareti organize suçun itici gücü, motoru. En yüksek gelir buradan elde ediliyor ve hızlı bir büyümeye yol açıyor. Bunun dışında kaba bir gözlemle söyleyecek olursak geçmişte devletin pamuk, tütün, incir ya da afyon gibi tarım ürünlerinde devletin büyük alıcı ve oyuncu olduğu yerlerde, özelleştirmelerden sonra devletin çekilmesi işsizlik ve yoksullukla birlikte tefeciliği, tefeciliğe bağlı gelişen organize suçu geliştiriyor. Yine benzer biçimde yoğun imar rantı olan bölgeler, kıyı rantının olduğu bölgeler hem organize suçu hem de uyuşturucuyu getiriyor.

İzmir için en yüksek tehdit nedir sizce?

Tüketime göre ilk sırada Aydın da olsa, İzmir de ciddi bir metamfetamin riski altında. Bu genç ve yoğun çalışan nüfusun olduğu irili ufaklı sanayi üretiminde, sanayi sitelerinde hızla yayılıyor. Tüketimin böyle kültürel bir yanı da var, yani belli meslekleri daha çekilir hale getirmek, zor koşullara daha çok dayanabilmek için, ki bu gerçek değil- ama böyle bir saikle hareket edenler de var.

Kaynak: AJANS BAKIRÇAY