“Barışı konuşmamız gerekir” dediler ve “kimseyi geride bırakmadan barış” için çağrıda bulundular. Çok da iyi yaptılar!

Mustafa Necati Kültür Merkezinde toplandılar. Ne çok barış biriktirmişler yüreklerinde!

Savaşın neden olduğu ölümleri engellemek en büyük amaçları. Kan dursun, halklar barış içinde bir arada yaşasınlar diye söz aldılar.

Savaş dursun, savaş baronlarına akıtılan trilyon dolarlar insani amaçlar için harcansın istendi. Sağlık, eğitim, sağlıklı barınma ve çevre için harcansın istendi.

Yoksulluğun, açlığın bir nedeni de bu savaştır dendi. Yoksulluktan, açlıktan kurtulabilmek için de istendi barış.

Çocuklarımızın, gençlerimiz güzel günler yaşayabilmeleri için istendi barış.

En önemlisi anaların, babaların, kardeşlerin, ailelerin onarılamaz, katlanılamaz acılar çekmemeleri için istendi barış.

İstendi, hem de en içten dileklerle istendi barışın gerçekleşmesi.

Hele Barış Annelerin dilekleri o kadar içten ve gerçekti ki!

Doğa da düşünüldü, yok edilmesin istendi. Yok olmamalıydı hayvanlar, ormanlar, çiçekler… Yaşam devam edebilmeliydi.

En insanca duygu ve temennilerle süren toplantı, emekli savaş pilotu Bahadır Altan’ın, savaş pilotluğu yaptığı dönemde PKK’lı olan ve 30 yıllık tutsaklığın ardından tahliye olan Gürsel Karaaslan ile kucaklaşmasıyla en üst aşamasına ulaştı.

Şimdi bu kirli savaşa karşı barışı gerçekleştirmek üzere çabalarımızı en üst düzeye çıkarma zamanıdır. Hangi kurumları hangi kişileri etkileyebiliyorsak, barış için harekete geçmelerini sağlamalıyız. Baskı kurmalıyız partilerin üstünde. Politikacıları da zorlamalıyız barıştan yana olmaları için.

Şehit Anaları ve beyaz tülbentli Barış Analarının gönüllerini rahatlatacak barışı sağlamak hepimizin görevidir!