CHP Genel Başkanı Özgür Özel, akşam saatlerinde İmamoğlu ailesiyle birlikte Saraçhane'deki mitinge katıldı.

Özgür Özel'in açıklaması şu şekilde:

Bükemediği bileği yargı sopasıyla kırmaya çalışıyor

Adı hukuksuzluktan başka bir işle anılmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı sadece bir aracıdır. Bir başsavcı, bir savcı, bir büyükşehir belediye başkanını, dünyanın çok bildiği şehrin belediye başkanını, Türkiye'nin gözbebeği, en büyük metropolün belediye başkanını haksızca iftiralarla, kumpaslarla aynı anda 5 dava açarak, Ekim'den bu güne 25 yıllık hapis cezası isteyerek. 35 yıl önce yüzlerce arkadaşıyla davet edilip geçiş yaptığı, 2 ders hariç, daha önce aldığı derslerden 10 tanesini yeniden aldığı, diplomasını aldığı üniversitenin 31 yıl sonra verdiği diplomasını vicdanı olan bir savcı, hukuku düşünen bir savcı, ülkeyi düşünen bir savcı yapabilir mi? Bunu kimin yaptığını biliyoruz. Bunu yaptıran geceleri uykusundan sıçrayarak uyanıyor ve kendi sesini duyuyor; İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder. Kabusu olan o ses, o ses onu rahat bırakmıyor. Yeniden uykuya dalamıyor. Çünkü o sesi duyuyor. İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. Allah şahit hepimiz biliyoruz ki Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu ile onunla karşı karşıya girdiği 4 seçimi kaybettiği için. Birinde hazımsızlıkla iptal ettirdiği, bir diğeri tekrar seçim ve geçen yıl 31 Mart'taki üçüncü seçimle 3 seferdir Ekrem İmamoğlu'nu, bükemediği bileği yargı sopasıyla kırmaya çalışıyor.

Apart değişti, talimatı alan değişti, talimat ve talimatı veren değişmedi

Bunun için yargıda sözünden çıkmayacak gözü kara, gözünü kin bürümüş birilerini alet ederek ederek yapıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Anadolu'daki Trakya'daki kıymetli seçmenleri, MHP'nin kıymetli seçmenleri, düşünün, hatırlayın 12 yıl önce bu sefer yine başta aynı kişi. Ama bugün FETÖ terör örgütü dediği yapının savcılarına, hakimlerine, ordumuza kumpas kurdurarak ordu bana darbe yapacaktı yalanını uydurarak aynı böyle saldırılar yapıp, bu ülkenin genelkurmay başkanından terörist, kahraman askerlerinden terörist ya da bu ülkenin iyi yetişmiş subaylarından casus çıkartmadı mı? O gün önleri yapan savcılar şimdi ya Zekeriya Öz'ün kaçtığı gibi bir fare gibi kaçıp saklandılar ya da cezaevinde yatıyorlar. Apart değişti, talimatı alan değişti, talimat ve talimatı veren değişmedi. O gün o kötülüğü yaptıran da Recep Tayyip Erdoğan'dı, bugün bunu yaptıran da Recep Tayyip Erdoğan'dır.

En çok korktuğun şey, kalabalıklar sana sesleniyor

Saraçhane'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı ne mesaj verecek? Saraçhane'de Özgür Özel konuşmuyor, Saraçhane'de Saraçhane konuşuyor, İstanbul konuşuyor, sizler konuşuyorsunuz. Ona sesleniyorsunuz. İradenizi tanımayan, oy kendisine verilince baş tacı eden ama başkasına verilince o iradeyi hiçe sayana sesleniyorsunuz. Duyuyor musun Erdoğan, görüyor musun Erdoğan? En çok korktuğun şey, kalabalıklar sana sesleniyor.

19 Mart darbe girişimidir

Dünden beri olan bitenin bir adı var, o adı koyalım; dünden beri olan biten bir darbe girişimidir, 19 Mart darbe girişimidir. Bugün milletin iradesi bir yargı darbesiyle elinden alınmak gasp edilmek istenmektedir. İstanbulluların tam üç kez üst üste büyükşehri emanet ettikleri Ekrem İmamoğlu'na yapılan bir darbe girişimidir. Ortada ne yolsuzluk ne bir terör örgütü ne bir çıkar örgütü vardır. Ama ortada minareye kılıf uydurmaya çalışan görevlendirilmiş yargı cellatları vardır. Ne diyeceklerdi, 'Ekrem İmamoğlu'nun aday olmasından Recep Tayyip Erdoğan korkuyor, o yüzden gözaltına aldık' mı diyeceklerdi? Bunu kimin yaptırdığını biliyoruz, bunu yaptıran geceleri uykusundan sıçrayarak uyanıyor ve kendi sesini duyuyor; 'İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder.' Kabusu olan o ses onu rahat bırakmıyor, yeniden uykuya dalamıyor çünkü o sesi duyuyor; 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. Kabusu olan o ses, o ses onu rahat bırakmıyor. Yeniden uykuya dalamıyor. Çünkü o sesi duyuyor. İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. Allah şahit hepimiz biliyoruz ki Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu ile onunla karşı karşıya girdiği 4 seçimi kaybettiği için. Birinde hazımsızlıkla iptal ettirdiği, bir diğeri tekrar seçim ve geçen yıl 31 Mart'taki üçüncü seçimle 3 seferdir Ekrem İmamoğlu'nu, bükemediği bileği yargı sopasıyla kırmaya çalışıyor.

Ey Recep Tayyip Erdoğan, seni mertçe bir mücadeleye davet ediyorum

Ey Recep Tayyip Erdoğan sana sesleniyor, seni mertçe bir mücadeleye davet ediyorum. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olarak bütün üyelerime danışarak, en doğru adayı belirlemek için gayret sarf ettim, bir yol yürüyorum ve o yolun sonunda iktidar görüyorum, zafer görüyorum. Sen, benim, bizim, bu ülkenin cumhurbaşkanı adayına karşı kendinde bir güç göremiyorsun. Ona kaybettin, yenildin, yine yenileceğini biliyorsun. Bunun için türlü kumpaslarla şu canım İstanbul’un evladına zulmediyor, onunla uğraşıyorsun. Sen çok seçimlere girdin, çok seçimleri de kazandın. Bu seçimi kazanamayacağın için bu hukuksuzluklara başvurmak yerine madem öyle son cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi olarak bir kenara çekilmeni, adayımın karşısına onunla mertçe rekabet edecek bir aday belirlemeni bekliyorum.

Ekrem İmamoğlu'dan mesaj: Mücadelemiz çocuklarımız için, güzel yarınlar için Ekrem İmamoğlu'dan mesaj: Mücadelemiz çocuklarımız için, güzel yarınlar için

Korkma Erdoğan, var mısın karşımıza çıkmaya?

Demokrasi sessiz yığınların sesidir. Hiçbir AK partili seçmen örneğin bir futbol müsabakası izlerken hakemin kendi tuttuğu takımın formasıyla sahaya çıkmasını ister mi? Hiçbir MHP’li kendi kalesinin bir metre rakibin kalesinin on metre olmasını ister mi? Mertçe bir mücadele için biz hazırız. İstanbul hazır, Türkiye hazır. Sana meydan okuyorum. Korkma Erdoğan, var mısın karşımıza çıkmaya? Tayyip Erdoğan salon adamı olduğundan beri, sıcak salonlara girdiğinden beri, insanın içine çıkamadığından beri, şu meydanda değil de meydana giremeyip dışarıda kalanlar kadar bir kalabalığı bulabilse moral bulacak ama bulamıyor. Mesele artık bir Ekrem İmamoğlu meselesi olmaktan çıkmıştır. Mesele milletimizin tamamının meselesidir. Dün akşamdan beri, bu sabahtan beri artık her geçen gün yıpratılan, sayfaları yırtılıp atılan, her gün işlevsizleştirilen bir anayasa tamamen askıdadır.

Ey Erdoğan meydanı duyuyor musun sen meydanlardan korkarsın ama İstanbul senden korkmuyor

Dün akşam iptal edilen şey Ekrem İmamoğlu’nun diploması değil Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesin hukuk güvencesi, mal güvencesidir. Artık hiçbirimiz elimizdeki tapuya bakıp evim var diyemeyiz. Diplomamıza bakıp mesleğim var, ruhsatımıza bakıp işim var diyemeyiz. Ama her birimiz şunu biliyoruz ki biz kaybettiklerimizi geri almak için Ekrem Başkanı o kirlilikten kurtarmak için, İstanbul’un iradesine sahip çıkmak için var gücümüzle birbirimize sarılmalı, safları sıklaştırmalı, omuz omuza durmalı, sokakları hep birlikte doldurmalıyız. Sabah o kararı aldıklarında bir kararla aldılar. Ne dediler, 'Dört gün boyunca İstanbul’da gösteri yürüyüşü, toplanmak yasaktır'. O kararı alanlara, aldıranlara soruyorum. Bu alanı görüyor musun? Bu meydanı görüyor musun? Bu mücadele öyle tek başına, bir başına, bir partiyle verilecek bir mücadele değildir. Biz Ekrem Başkanımızın arkasına yüzler, binler, on binler, milyonlar, tüm Türkiye geçeceğiz. Ey Erdoğan meydanı duyuyor musun sen meydanlardan korkarsın, kalabalıklardan korkarsın, sokaklardan korkarsın ama İstanbul senden korkmuyor."

Kaynak: HABER MERKEZİ