Elbette konuşabilirler. Kim ne karışabilir ki? Eleştirebilirler, politik olarak yıpratmak da isteyebilirler. Demokratik işleyiş içinde olağandır.
Ama bu öylesi değil. Gemisini batıran Kaptan’ın ve İkinci Kaptan’ın öfkeli söylemleri antidemokratiktir!
Kent halkı, şehrin emin kişisi olarak seçmiş. Onun yönetmesini istemiş. Her şey var olan yasalara, kurallara uygun olarak işlemiş. Ne uluslararası ne de ulusal yasalara aykırı bir durum da yok.
Öfkeleri geminin batıyor olması. Gemi İzmir tarafından su alıyor! İcraatlarını beğenmediğim ama demokratlığından da şüphem olmayan seçilmiş Başkanımıza saldırıyorlar.
Biz de eleştiriyoruz ama demokratik kurallar ve saygı içinde. Örneğin, Kültürpark’ı böylesi dehşet verici şekilde kullanıyor olmasına çok ciddi öfke duyuyoruz. Neden orayı Ekolojik Park hâlinde korumuyor, önlemler almıyor diye kızıyoruz. ‘Arjantin’in başkenti Buenos Aires’ teki Ekolojik Rezerv Alanı’nı git gör Başkan’ diyoruz. Ama edebince adabınca ve saygıyla...
Tehdit etmiyoruz, savcıların önüne atmıyoruz. İzmir’in seçimine ki, biz de oy verdik, saygı duyuyoruz. Ama yanlışlarında da sorumlu kentliler olarak uyarıyoruz. Dinlemiyor, görüyoruz, yaşıyoruz. Seçimleri bekliyoruz.
Gemiyi bilinçli politikalarınızla batırın, sonra bizim seçtiğimiz yöneticimiz üzerinden kentimize saldırın. Demokrasiden rahatsızlığınızı ancak bu kadar feryat figân açık edebilirdiniz.
Oysa bu kent ve kentlilerin özlemi yerel yöneticilerin tümünü kendilerinin seçmesidir. Valiyi de Emniyet Müdürünü de seçmek istiyoruz. Milli Eğitim Müdürünü de ve tüm il yöneticilerini. Muhtarımızı seçtiğimiz gibi özellikle okul müdürlerini ve hatta öğretmenlerini bile seçmeliyiz.
İlin bütçesine de irade koyabilmeliyiz. İlin gelirleri ilin olmalı. Merkezi yönetimin ve devletin ulusal savunma, dışişleri gibi konularda genel giderlerinin karşılanması için gelirlerimiz oranında katkı elbette vermeliyiz.
Ne o öyle hariçten faşist gazeller okumak?
Bu kent hepimizin. Yöneticimizi biz seçtik. Demokratik kurallar ve nezaket çerçevesinde onu eleştirmek ve görevden almak bizim yetki ve sorumluluğumuzda.
Başkanımıza kimse el uzatamaz. Kimse tehdit edemez. Kimse siyasal olarak yiyemez!
Başkanı biz zaten eleştiriyoruz. Yaptığı işlerin çoğunu beğenmiyoruz. Ama antidemokratik yollarla ve saygısızca söz edilerek saldırılmasına da göz yummayız. Bunu İzmir’e hakaret olarak algılarız.
Bu saldırılara karşı Başkana kalkan olmak görevimiz olduğu kadar onu eleştirmek de hakkımızdır. Onunla devam edeceğiz. Kültürpark’ı Ekolojik Park olarak koruyup geliştirmesi için de zorlamaya devam edeceğiz.
İzmir’ in sorunlarını İzmir’ de çözeceğiz. İzmir’ i İzmir’den yöneteceğiz.
Böyle biline!