Yiğit SÜTCÜ- Hayvanları Koruma Yasası’nda yapılmaya çalışılan değişiklik ile sokak hayvanlarının öldürülmesinin yolunun açılması, başta hayvan hakları savunucuları olmak üzere tüm vicdan sahibi yurttaşların tepkisine sebep oldu. Ülkenin dört bir yanında bu durumu protesto eden yurttaşlar kanun teklifinin geri çekilmesini talep ediyor. İşte tam da bu noktada, öldürmenin değil yaşatmanın çözüm olduğu bilinciyle hareket eden bir iş insanı adeta bizlere başka bir dünyanın mümkün olabileceğini kanıtlıyor. Uz Kimya’nın sahibi Can Şafak Uzsoy, iş yerinde onlarca sokak hayvanına bir yaşam alanı oluşturmuş durumda.

1 can ile başladı 40 canı geçti

1997 yılında Bornova ilçesinde kurulan Uz Kimya firmasına girdiğinizde, sizi onlarca köpek ve kedi karşılıyor. Yerlerde, koltuklarda, masalarda yatan canlar, içeri giren herkesi sevinçle ve merakla selamlıyor. Hepsini tek tek saymak mümkün değil. İş insanı Can Şafak Uzsoy’a soruyoruz. “36 köpek, 7 tane de kedi var” diyor gülerek. İş yerinde bakılan sokak hayvanı sayısı personel sayısına yaklaşıyor. Uz Kimya’da mesai diğer işyerlerine göre çok daha erken başlıyor.

Hepsi sokaktan kurtarılmış

Firma kurulduktan kısa bir süre sonra başlayan bu macera, bir köpekle başlamış. İşyeri yakınında zor durumda olduğunu gördüğü bir sokak köpeğini kapıdan içeri aldıklarında, kimse durumun bu noktaya geleceğini tahmin edemezmiş. Konuyla ilgili konuşan Uzsoy, “Her şey bir köpekle başladı. O sevgi bizi o kadar mutlu etti ki devamı geldi. Köpeklerin sayısı artıkça bu konu üzerinde yaptığımız çalışmaları daha profesyonel hale getirdik. Aldığımız tüm hayvanları önce tedavi ettirdik, ardından da kısırlaştırdık. Veterinere götürmek için onlara özel bir araç tahsis ettik. Yunus Emre Bayram arkadaşımız da tüm bu canların sorumluluğu için yanımızda bulunuyor.” şeklinde konuştu.

3 kardeş arabanın altında bulunmuş

Tam bu sırada yanımıza bir kedi geliyor. Kediler ve köpekler bir arada zor olmuyor mu diye sorduğumuzda, Uzsoy “Başta biz de tereddüt ettik. Ama bir iş arkadaşımız 3 yavru kediyi bir arabanın altında bulmuş. Dayanamamış, işyerine getirdi. Bir süre ayrı yerde tuttuk. Sonra bir baktık ki birlikte çok daha mutlu yaşamaya başladılar. O gün bugün hiçbir sıkıntı yaşamadık. Üç kardeşin adları; Uzi, Suzi ve Mina. Mutlu, kısırlaştırılmış ve ihtiyaçları karşılanan hiçbir hayvan agresif olmaz. Biz bunu yaşayarak öğrendik.” ifadelerini kullandı.

Hepsinin acı geçmişleri var

İşyerinde bulunan tüm canlılar büyük travmalar atlatmış. Can Uzay ve iş arkadaşları, sokağa atılan, trafik kazasında yaralanan, fiziksel şiddet gören tüm bu hayvanları tek tek kurtarmış. Birkaç örnek sorunca genç iş insanı “İlk başta aklıma Tina geliyor. Tina, İstanbul’da terkedilmiş bir setter. Can çekişirken bulundu. 10 gün veterinerde kaldı. Neyse ki güçlü yapısıyla hayata tutundu. Şu an işyerinin en neşelilerinden birisi. Bir diğer örnek ise Şeker. O en yenilerimizden birisi. Eski sahibi Şeker’in üzerine kaynar su dökmüş ve sokağa atmış. Hemen aldık ve tedavi ettirdik. Şu an içeri girdiğinizde sizi koşarak karşılayan köpek de o.” şeklinde yanıtlıyor.

Bambaşka bir iş ortamı

Çalışanlar ise bu durumdan son derece mutlu. Stresli bir iş ortamı yerine, her köşede sevip oynayabileceğiniz bir can varken aksini de düşünmek mümkün değil. Özellikle kediler çalışanların favorisi. Tüm gün aynı masada kedilerle çalışmanın keyfini çıkarıyorlar. En büyük sıkıntı, kimi zaman çalışanlara oturacak yer kalmaması.
 

Herkes sahip çıkarsa

Uz Kimya, sokak hayvanlarının ölümü üzerine politika yapmak yerine çözüm odaklı davranıldığında neler yapılabileceği konusunda son derece önemli bir örnek. Uzsoy bu durumu “Her işyeri, her apartman, her okul, kendi imkanı ölçüsünde bir sokak hayvanına dahi sahip çıkarsa, binlerce sokak hayvanını huzur içerisinde yaşatabiliriz.” şeklinde değerlendiriyor.

Muhabir: Yiğit SÜTCÜ