İzTV’de Nil Kahramanoğlu’nun sunduğu Gündem Özel programının konuğu İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel oldu. Yüksel son dönemde cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve kötü muameleye dair konuştu.
Yaşanan gözaltı ve tutuklama süreçlerini yakından takip ettiklerini ifade eden Yüksel, “Kötü muameleyle ilgili söylemlerin artmasıyla birlikte komisyon üyelerimiz mevzuatı içeren materyalleri görevli arkadaşlarımıza yolladılar. Gözaltı muayenelerinin emniyet birimlerinde yapılmasıyla ilgili bir durumla karşılaştık. Doktor arkadaşlarımızın görevlendirildiği bilgisi bize ulaştırıldı. Haberi alır almaz durumu tüm siyasilere ulaştırdık. Muayene yalnızca sağlık kuruluşları ya da Adli Tıp’ta yapılabilir. Onun dışındaki her yer yok hükmündedir” dedi.
Orantısız güç kullanımı kabul edilebilir değil
Gözaltılar nedeniyle acil servislerde ekstra yoğunluk yaşandığını belirten Yüksel, “Raporlamalar ve itirazlar sonucu durumu tekrar değerlendireceğiz. Her insanın o süreçte yaşadığı konu bire birdir. O konu üstünden hareket etmek lazım. Genel yaklaşım üzerinden orantısız güç kullanımı hiçbirimizin kabul edebileceği bir durum değildir. Anayasaya bağlı kalarak, onun çizdiği çerçevede hareket eden gençlerimizin devletle tanışması bu şekilde olmamalıydı. Bu büyük bir kırgınlık ve travmadır. Tıpta şöyle diyoruz; cevap alamadığımız komadaki bir hastayı kontrol etmek için küçük ağrılı uyaranlar veririz. Toplum bir süredir ağrılı uyaranlara cevap vermiyordu. Kendileri için doğru, demokratik bulmadıkları olaylar karşısında bu ağrılı uyaranlara yanıt verdiler. Bu yanıt bizi mutlu etmeli. Önemli olan bir toplumun yaşamını sağlıklı sürdürmesi için hassasiyet göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.
Menemen açıklaması
Menemen Cezaevi’nde görevli bir doktorun kötü muameleyi raporlamadığı iddialarını da yanıtlayan Yüksel, “Gerçekten raporlanıp raporlanmadığını bilmiyoruz. Bunun için bazı bilgilere ihtiyacımız var. İzmir Barosu’na da bir yazı yazdık ellerine geçen bilgi ve belgeleri paylaşması noktasında. Raporlar elimize geçerse, raporlamayla ilgili bir aksaklık var mı diye incelememizi başlatacağız. Eğer tespit edersek soruşturma başlatacağız. Mesleki olarak verebileceğimiz cezaları veriyoruz. Evrak önümüze gelmeden net bir şey söyleyemiyoruz ancak konunun takipçisiyiz” dedi.
Bu vebalin altından kalkamazdık
Kalp damar ve tansiyon hastası olmasına rağmen günlerce cezaevinde tutulan Mahir Polat’ın durumunun, hasta tutsakların sağlık hizmetlerine ulaşmada yaşadığı sorunlara bir örnek teşkil ettiğini söyleyen Yüksel, “Mahir Polat özelinde yaşanan durum tüm cezaevlerinde yaşanan bir sorun gibi görünüyor. Kronik hastalıkları olan birinin cezaevinde tutulması başlı başına bir risk. Onun evine çıkması hem bizim açımızdan hem de ülkemiz açısından çok önemli. Bu vebalin altından kalkamazdık. Mahir Bey özelinde tüm Türkiye’deki sorunu görmek gerekiyor” şeklinde konuştu.