İzmir’in Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki 2020 depremi sonrasında başlatılan Halk Konut Kooperatif Modeli, hem sosyal dayanışmayı hem de güvenli yapılaşmayı esas alan öncü bir dönüşüm modeli haline geldi. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in son açıklamaları, bu modelin Türkiye genelinde örnek alınması gerektiğini bir kez daha gündeme taşıdı.

İzmir'deki bir okuldan daha ses yükseldi: 13 öğretmene sürgün İzmir'deki bir okuldan daha ses yükseldi: 13 öğretmene sürgün

İzmir'de deprem sonrası umut olan model: Halk Konut Projesi Türkiye’ye örnek olmalı

30 Ekim 2020’de İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında yaşanan ve 117 vatandaşın hayatını kaybettiği büyük depremin ardından, özellikle orta hasarlı binalarda yaşayanlar için devlet destekli çözümler sunulmamıştı. Bu boşluğu doldurmak amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde geliştirilen “Kentsel Dönüşümde Kooperatifçilik – Halk Konut” modeli, yeni bir umut ışığı oldu.

Bu sistemde vatandaşlar, kendi apartmanlarını yeniden inşa edebilmek için bir araya gelerek yapı kooperatifleri kuruyor. En önemli fark ise, bu modelde müteahhit karı bulunmaması, KDV indirimi gibi avantajların sağlanması ve tam şeffaflık. Konuya ilişkin İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Tunç Soyer sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Soyer, şu ifadeleri aktardı; " Sürdürülmesi önünde aşılamayacak hiçbir hukuki engel bulunmayan Kentsel Dönüşümde Kooperatifçilik modeli olan Halk Konut Projesi devam ettirilmeli ve deprem kuşağında yer alan Türkiye için örnek olmalıdır. Tüm mağduriyetlerin çözüme kavuşması dileğiyle...

Kentsel Dönüşümde Kooperatif ve Halk Konut nedir?

30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen depremin ardından, yıkılan ve ağır hasarlı binaların yerine devlet konut yapımını üstlenmiş, ancak orta hasarlı ve riskli yapılar için herhangi bir sorumluluk ve destek üstlenmemişti. Bu durum karşısında zor durumda kalan orta hasarlı bina sahiplerine destek vermek amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi çeşitli modeller geliştirmeye çalıştı. Depremzedelerin kooperatif önerisi, Büyükşehir Belediyesi ile depremzedelerin ortaklaşa çalışmaları sonucunda Halk Konut Kooperatif Modeli olarak şekillendi.

Özelliği nedir?

Sosyal ve ekonomik bir kentsel dönüşüm modeli olan bu proje, belediye şirketlerinin her bina için kurulan kooperatiflerle yaptığı paydaşlıklar çerçevesinde yürütülmektedir. Modelin en önemli özelliği, depremzedelerin kendi konutlarının müteahhidi olmasıdır. Mimari projeden kullanılacak malzemeye kadar her kararı kendileri verirken, inşaatın her aşamasında denetimi de kendileri yapmaktadır. Mevcut mevzuat ve yönetmeliklere uygun şekilde projelendirilen binalarda deprem güvenliği, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında çözümler geliştirilmiştir.
Kooperatif üyeleri süreci yürütürken teknik konularda kararları belediye şirketleri vermektedir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzbeton ve EgeŞehir A.Ş. ile Bayraklı Belediyesi iştiraki Baybel A.Ş. bu teknik desteği sağlamaktadır. Bu durum, kooperatif için teknik güvence ve İzmir için dirençli kent hedefine katkı anlamına gelmektedir.

Halk Konut modelinin özellikleri

Halk Konut modelinde müteahhit kârı bulunmamakta, kooperatifleşme sayesinde KDV indirimi gibi avantajlardan faydalanılmaktadır. Tüm giderler kooperatif muhasebe sistemlerine bağlı şekilde yürütülmekte, kamu denetimi ve kooperatif mevzuatı sayesinde çifte kontrol mekanizması işlemektedir. Bu model, ranta izin vermeyen, şeffaf, hesap verebilir ve denetlenebilir bir yapı sunmaktadır.

Halk Konut Kooperatif Modeli ilk olarak, eski adıyla Dilber Apartmanı’nda uygulanmıştır. Modelin başarısındaki en büyük etkenlerden biri, apartman sakinlerinin duyduğu güven ve inançtır. Süreç içerisinde modelin sadece ekonomik değil, aynı zamanda güçlü bir sosyal yönü olduğu da ortaya çıkmıştır. Eskiden birbirini tanımayan komşular, ortak menfaatler çerçevesinde sürekli bir araya gelerek komşuluk ilişkilerini pekiştirmiştir.

Depremde yıkılan Dilber Apartmanı için kurulan Halk Konut 1 Yapı Kooperatifi ile başlayan süreç bugün 50’ye yakın kooperatife ulaşmıştır. 15’ten fazla kooperatif ile paydaşlık sözleşmesi yapılmış, bu kooperatifler projelendirme ve inşaat aşamasına geçmiştir. Projenin devam ettirilmesi önünde herhangi bir hukuki engel bulunmamaktadır. Dirençli bir kent hedefi doğrultusunda bu modelin sürdürülmesi, kamu yararına olacaktır."

Muhabir: EYLÜL SANSÜR