Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Alper ve araştırma ekibi, insanların neden gerçek dışı inançlara yöneldiğini bilimsel verilerle inceledi. TÜBİTAK tarafından desteklenen iki ayrı projede elde edilen bulgular, bu tür inançların zamanla ya da eğitimle kolay kolay değişmediğini gösterdi.

İnançlar sabit kalıyor

TÜBİTAK 1001 projesi kapsamında yürütülen araştırmada, katılımcılar yaklaşık 2,5 yıl boyunca takip edildi. Araştırmada; bireylerin kişilik özellikleri, dünya görüşleri ve akıl yürütme becerileri zamanla değişse de komplo teorileri, paranormal olaylar ya da sahte bilime olan inançlarının büyük ölçüde sabit kaldığı belirlendi. Doç. Dr. Sinan Alper, bu tarz inançların psikoloji literatüründe “gerçekliği şüpheli inançlar” başlığı altında incelendiğini belirtti.

TÜBİTAK 3501 projesiyle bilimsel akıl yürütme becerilerini geliştirmeye yönelik çevrim içi ve video formatında bir eğitim programı hazırlandı. Ancak bu eğitimin de kısa vadede katılımcıların gerçek dışı inançlara karşı daha dirençli hale gelmesinde etkili olmadığı gözlemlendi. Doç. Dr. Alper, söz konusu inançların bireylerin kişisel eğilimlerinden çok, bilgi sağlayan kurumlara olan güven düzeyiyle ilişkili olduğunu vurguladı.

Gediz Elektrik'ten 16 Nisan uyarısı: Şarjlarınızı doldurun, 20 ilçede kesinti yaşanacak Gediz Elektrik'ten 16 Nisan uyarısı: Şarjlarınızı doldurun, 20 ilçede kesinti yaşanacak

Yanlış inançların temeli

Araştırmanın sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Doç. Dr. Alper, “Bu tarz inançlar, bilgi sağlayan kurumlara olan güvensizlikle yakından ilişkili. İnsanları yanlış inançlardan uzaklaştırmak için onları eğitmekten çok, kurumlara olan güvenlerini artırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Yanıltıcı inançların toplum üzerindeki etkilerini azaltmak için daha kapsamlı ve uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç duyulduğunun da altını çizen Alper, araştırmalarının bu alandaki çalışmalara ışık tutmasını umduklarını dile getirdi.

Kaynak: İHA