CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkgün gazetesinin Timur Soykan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’i hedef göstermesine ilişkin, “4 gazeteci bizim yaptığımız gibi bu konuları konuşuyor. Türkgün gazetesi hedef gösteriyor, olmadık şekilde. Siyasette olmaması gereken bir şey. Bahçeli’ye bütün Türkiye’nin huzuru için bir kez daha sesleniyorum. Bu partinin bir evladı öldürülüyor. 2 isim var. Bütün kamuoyu bu kişilerin sorgulamaya dahil edilmesini istiyor” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Malatya’da Rönesans Konteyner Kenti ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

Özel, “Deprem bölgesinde değişen bir şey gördünüz mü, sıkıntılar devam ediyor mu” sorusunu şöyle cevapladı:

“100 evden 12’si teslim edilmiş”

“Depremden en çok etkilenen 4-5 ilimizde durum birbirinden farklı değil. 10 ilde de verilen sözler tutulmadı. En büyük sıkıntı barınma sorunu. Şu anda bir konteyner kentteyiz. Buradaki insanların barınma sorunu olmasa diğer sorunlarına el atılabilir. Ama az önce bir ablamız söyledi. Malatya’daki bütün özel çocuklar bu konteyener kentte. Ailesiyle birlikte 60-70 özel çocuk var. Onların ayrı bir yere mutlaka alınması gerekiyor. Haluk Levent ile telefonda bugün konuştum. 15 gün içinde gelerek Veli Ağbaba ile buraya bir çare olmaya çalışacak. Ama bu işin böyle konteyner kenti ziyaret ederken ailelerin bize söylemesi, bizim Haluk Bey’e söylememiz ya da bizim belediyelerimizin gelip de kendi görev alanlarının dışındaki bu yerlere yetişmeleri yerine bu devleti yönetenler bu konuda üstlerine düşeni yapsalar çok daha doğru olacak. ‘Oyu bana verin. 1 sene sonra evlerinizi teslim edeceğim’ dedi. Dedi mi demedi mi? Şu ana kadar Türkiye’de 100 evden 12’si teslim edilmiş. Malatya’da 100 evden 7’si teslim edilmiş. 93 kişi ya çadırda ya konteynerde ya da yarı çadır yarı konteynerde kalıyor. 8 kişi aynı yerde kalıyor. 8 kişi bir konteynerin içinde kalır mı? Burada özel çocukların konteynerlerine Bornova Belediyesi klima verdi. Diğerlerinde o da yok. Perişan durumdalar. Verilen sözler tutulmuyor. Deprem bölgesi oy alana kadar gündemdeydi. Oyu aldıktan sonra maalesef gündemlerinden düşürdüler. Biz bu konuyu gündeme getirmeye devam edeceğiz. Rezerv alan sorunu var. Belirsizlik sorunu var. Hangi birini anlatsam bilmiyorum. Bu belirsizliğin ortadan kalkması lazım. Buradaki insanların çığlığını Türkiye’ye duyuracağız. Şu anda bu şehrin başkanı Veli Ağbaba olsaydı bu sorunların hiçbirini konuşmuyor olacaktık. Ben elimden geldiğince bu meseleleri dile getirmeye devam edeceğim.”

Özel, Türkgün gazetesinin gazetecileri hedef göstermesine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

“Tetiği çektirenler, azmettirenler, hedef gösterenler, kaçtıktan sonra bunlara yardım edenler yok”

“Siyasetçi dediğiniz eleştiriye açık olması lazım. Hep bunu savunduk. Bugüne kadar da bunu yerine getirdik. Bir gerçek var. Başkentin göbeğinde yerde bir cenaze duruyor. Cenaze Ülkü Ocakları Başkanı’na ait. Normalde böyle bir kayıp olduğunda MHP’nin yeri göğü inletmesi gerekirken bir taziye tweeti, bir geçmiş olsun mesajı, cenazesine gidip bir çelenk yollama, bir hatır sorma bile yok. Ben konuyu siyasileştirmemek istediğimi hep söyledim. Ama Ayşe Hanım en son geldi bana, ‘Bu konuyu konuşun. Ben onlar için susuyordum. Bu konuyu duyurun. Cumhurbaşkanı’ndan, Bahçeli’den randevu istedim’ dedi. Bahçeli çağırsa oraya da gidecek. Kadıncağızın bir tane derdi var. İki tane kızı babasız kaldı. Babalarının kanı yerde kalmasın diyor. Suçlular hesap versin diyor. Timur Soykan’ın deyimiyle yarım bir iddianame yazmışlar. Tetikçiler var. Tetiği çektirenler, azmettirenler, hedef gösterenler, izlettirenler, kaçtıktan sonra bunlara yardım edenler yok. Bunların altına Audi arabaları çekenler yok.

“4 gazeteci bizim yaptığımız gibi bu konuları konuşuyor”

O yüzden de 4 gazeteci bizim yaptığımız gibi bu konuları konuşuyor. Türkgün gazetesi hedef gösteriyor, olmadık şekilde. Siyasette olmaması gereken bir şey. Bahçeli’ye bütün Türkiye’nin huzuru için bir kez daha sesleniyorum. Bu partinin içinde bazıları var, genellemek istemiyoruz. Ama bu partinin bir evladı öldürülüyor. 2 isim var. 2 isimle ilgili iki şey var. Bütün kamuoyu bu kişilerin de bilgisine başvurulmasını, bağlantılı kişilerin sorgulamaya dahil edilmesini istiyor. Bu ikisinden bu parti yaka silkiyor. Bu ikisini ikisinden başka savunan var mı? Ya birbirlerini ya kendilerini savunuyorlar. Bu ikisinin durumu Türkiye’de vicdanları sızlatıyor. Her şeyin altından çıkıyorlar. Dün Kayseri’de bir seçimi kaba kuvvetle iptal ettirmeye uğraşanlar... Vatandaştan demokrasi tokadı yediler. Yine tokat yediler, hazmetmediler. Olmadık işler oluyor. Gerilim tırmanmasın. Ben MHP’nin Grup Başkanvekilini arattırmışım. ‘Devlet Bey ile konuşun bu gerilimi tırmandırmayalım. Ben bizim tarafta intikam almak yok. Karşı saldırı, hedef gösterme yok’ demişim. Adamlar dünya kadar hakaret ediyorlar. Bu gücü nereden alıyorlar? Bunları bu siyasetten birilerinin temizlemesi lazım. Bu da Devlet Bey’e düşer. MHP’nin tümünü içerdeki bir odaktan ayrı değerlendiriyoruz. O odak normalleşmeye karşı. Normal bir Türkiye’de vücut bulamaz. Onlar siyasetçi değil başka bir şeyler.”

Özel, yargıyla ilgili soru hakkında “Bugün yargının, üstünden siyasetin el çekmesine ihtiyacı var. Suç türüne göre değil işleyene göre sınıflanıyor. Türkiye’de bir suça, kim işledi diye bakıyorlar. Gariban birinin üstüne gidiliyorsa sonuna kadar gidiyorlar. Arkası olan biriyse o taraflara doğru gidilmiyor. Yürütmenin ve yasamadaki bazı partilerin liderlerinin yargıdan elini çekmesi lazım” diye konuştu.

Özel'den konteynerkente ziyaret

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Malatya ziyareti kapsamında, 6 Şubat depremleri sonrası evleri yıkılan ve ağır hasar gören vatandaşların yerleştiği Rönesans Konteyner Kent’i ziyaret etti. Burada depremzedelerle bir araya gelen Özel’e; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İl Başkanı Barış Yıldız, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri eşlik etti.

Özel, konteyner kentte kalan depremzedelerin sorunlarını ve taleplerini dinledi, ihtiyaçlarını sordu.

Bir depremzede kurada kendisine ev çıktığını belirterek “3 aydır anahtar yok. Ev bitmiş, anahtar yok. Bekliyoruz. 6 kişiyiz, konteynere sığamıyoruz” dedi.

Malatya’da 10 saat enkaz altında kalan depremzede Esra, Özel’e şunları söyledi:

“Bileğimden aşağısında his yok. Meslek hayatım bitti”

“Tedavi sürecimiz İstanbul’da geçti. Abimin sağ ayağı ampute, sol ayağın kasları ve sinirleri alındı. Benim sol ayağımdaki sinirler ve kaslar alındı. Bileğimden aşağısında his yok. 1.5 yıl oldu. Ben hala sürekli ameliyatlara giriyorum. Beden Eğitimi öğretmenliği 4. sınıf öğrencisiyim. Bu saatten sonra hiçbir şey yapamam bacağımla ilgili. Meslek hayatım bitti.”

Özel, depremzede Esra’nın numarasını alarak Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş’a bilgi verdi ve durumla ilgilenmesini istedi.

“180-200 metrekare yerde yaşıyoruz. Bize yardımcı olun”

Depremzede bir başka kadın orta hasarlı binaların durumunun ne olacağını Özel’e sordu. Konteyner kentte yaşayan depremzede “Gücümüz kalmadı. 180-200 metrekare yerde yaşıyoruz. Bize yardımcı olun” dedi.

Otizmli çocuk annesi depremzede, şöyle konuştu:

“Bizler otizmli anneleriyiz. Bizler çocuklarımızın çalışmasını, dinlenme ve mama evlerinin olmasını istiyoruz. Hiç kimse sözünü tutmuyor. Sıkıntımız büyük. Lütfen otizmlilere bir kafe yapılsın. Topluma karışmaları için lütfen fırsat verin. Herkes geliyor, söz veriyor gidiyor.”

Bir depremzede de Özel’e şunları söyledi:

“Kiracıların da canları gitti. Bizim niye hakkımız olmasın”

“Konteyner sakinleri olarak yüzde 70’imiz kiracı ya da ihtiyaç sahibi olan insanlarız. Devletimizin yapmış olduğu TOKİ’lerden hiçbir şekilde hak sahibi olmadığımız için faydalanamıyoruz. Hak sahipliği kelimesi bize yakışmıyor, vermiyorlar. Öncelikle ev sahipleri diyorlar. Benim de evim yıkıldı, eşyalarım gitti. Kiracıların da canları gitti. Bizim niye hakkımız olmasın? Şu konteyneri bile bize zorla verdiler.”

Özel ise “Kiracıların durumu berbat. Buradaki belediye meclisinde arkadaşlarımıza söyleyeceğiz. Bu sorunları gündeme getirsinler” diye cevap verdi.

“Yardım değil sadece iş istiyorum”

12 saat enkaz altında kalan 24 yaşındaki depremzede, “2-3 ay boyunca Elazığ’da, İstanbul’da yoksulluk içinde yaşadık. Çalışmak, hayata tutunmak zorundayım. Bu yaşta hayata küsmememiz lazım. Yardım değil sadece iş istiyorum. Ay sonu  eve para getireyim bana yeter” diye konuştu.

Kaynak: ANKA