İzmir’in doğusunda, bereketli ovalar ve yumuşak yamaçlar arasında konumlanan Tire, şehir yaşamının karmaşasından uzaklaşmak isteyenlerin yeni gözdesi haline geliyor. Tarih, kültür, doğa ve lezzetin iç içe geçtiği bu özel ilçe, günübirlik gezilerden huzurlu hafta sonlarına kadar farklı alternatifler vadediyor.
İzmir'in geçmişin izindeki ilçesi: Tire
Tire, tarih boyunca Hititlerden Bizans’a, Osmanlı’dan günümüze kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış köklü bir yerleşim yeridir. Özellikle Türklerin bölgeyi fethiyle birlikte kültürel zenginlikleri daha da derinleşen ilçe, her sokağında geçmişe açılan bir pencere sunuyor. Taş sokaklarda yürürken tarihle iç içe bir yolculuğa çıkabilir, Osmanlı döneminden kalma hanlar, medreseler ve çeşmelerle adeta bir açık hava müzesini keşfedebilirsiniz.
Türkiye’nin en büyük açık pazarı burada
Tire’yi ziyaret etmek için en doğru zaman salı günü olabilir. Çünkü her hafta kurulan Tire Salı Pazarı, Türkiye’nin en büyük açık pazarlarından biri olarak kabul ediliyor. Sadece Tirelilerin değil, çevre ilçelerden gelen binlerce ziyaretçinin de uğrak noktası olan bu pazarda; taze sebze ve meyveden el işi ürünlere, antikadan yöresel lezzetlere kadar aradığınız her şeyi bulmanız mümkündür. Yörede yetişen otlar, ev yapımı peynirler, geleneksel iğne oyaları, keçeler ve el yapımı nalınlar pazara otantik bir hava katıyor. Organik ürün arayışında olanlar içinse adeta bir hazine niteliğindedir.
Gürcü Necip Paşa Kütüphanesi
Tire’nin tarihi zenginliklerinden biri olan Gürcü Necip Paşa Kütüphanesi, yalnızca bir bilgi merkezi değil, aynı zamanda mimarisi ve geçmişiyle de dikkat çekiyor. 1827 yılında Gürcü Mehmet Necip Paşa tarafından yaptırılan kütüphane, II. Mahmud döneminde İstanbul dışında inşa edilen ilk bağımsız kütüphane olma özelliğini taşıyor. İstanbul’dan gönderilen 678 kitapla hizmete başlayan bu değerli yapı, günümüzde 2000 el yazması ve 3300 basılı esere ev sahipliği yapıyor. Kırmızı deri kaplı mahfazalarda korunan kitaplar, Tire’nin kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.
Tire’nin lezzet imzası
Tire denince akla ilk gelen lezzet kuşkusuz Tire Köftesidir. İnce uzun formu, hafifliği ve yumuşak dokusuyla farklı bir köfte deneyimi sunan bu yöresel tat, yaklaşık 100 yıllık bir geçmişe sahiptir. Az yağlı dana ya da sığır etinden hazırlanan Tire Köftesi, eskiden sadece zırhla kıyılırken, günümüzde modern yöntemlerle üretilse de geleneksel lezzetini koruyor. Tire’ye gelmişken bu köfteyi yerinde tatmak, geziyi gerçek anlamda tamamlamak için kaçırılmaması gereken bir fırsattır.
Doğayla iç içe
Tire yalnızca tarih ve lezzetle değil, sunduğu huzurla da öne çıkıyor. İlçenin sakin sokakları, yemyeşil doğası ve yavaş akan yaşam ritmi, ziyaretçilerine dinginlik vadediyor. Özellikle büyük şehirlerin koşuşturmasından bunalanlar için Tire, hem bedensel hem ruhsal bir yenilenme noktası olarak öe çıkmaktadır. Bir hafta sonu kaçamağında, tarihi yapıların gölgesinde yürüyüşe çıkmak, otantik pazarda alışveriş yapmak ve doğayla baş başa kalmak isteyenler için Tire, her yönüyle cezbedici bir rotadır.
