Türkiye siyaseti geçen haftaya önemli bir gelişme ile başladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geçen hafta uygulanan sokağa çıkma yasağının ortaya çıkardığı kaos sebebiyle inisiyatif alarak görevinden istifa etti.
Bir siyasetçinin sorumluluğu üstlenerek istifa etmesi pek alışık olduğumuz bir şey değil.
Bu açıdan oldukça şaşırdık hepimiz.
Herkes altında bir şey aradı, Cumhurbaşkanı’nın da istifayı kabul etmemesiyle bu işin danışıklı dövüş olabileceği, hatta bazılarına göre kesin böyle olduğu sosyal medya gündemini epey meşgul etti.
Elbette orasını bilmemize imkân yok ama meseleye başka bir pencereden bakarsak Süleyman Soylu’nun yaptığı bu hamle siyaseti gayet iyi bildiğini ortaya koydu bence...
Kamuoyu ve Cumhurbaşkanı nezdinde güven tazeledi, bu benim yorumum...
Bu kanıya şu gözlemim neticesinde vardım.
Süleyman Soylu ve Berat Albayrak arasında bir gerginlik olduğunu Türkiye’de duymayan yok. Bu işin aslı astarı nedir bilmiyoruz.
Gerginlik vardıysa bile halen devam ediyor mu? Onu da bilmiyoruz!
Süleyman Soylu geçen hafta sokağa çıkma yasağının ilanından sonra sokaklarda oluşan kaosu savunurken sürekli talimatı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldığını yinelemişti.
Sanıyorum ki bu durum Soylu’nun gergin olduğu kişilerce; siyaset kulislerinde “Cumhurbaşkanımızı zor durumda bıraktı” şeklinde kullanıldı.
Soylu’nun kulağına kadar gittiğini düşündüğüm bu söylemler neticesinde Süleyman Soylu çok cesur bir hamle ile istifa ederek hem kamuoyu hem de Cumhurbaşkanı nezdinde güven tazeledi, düşmanlarını boşa düşürdü.
Süleyman Soylu genç yaşından beri çeşitli siyasi partilerin Gençlik Kollarından, Genel Başkanlığına kadar her kademesinde siyaset yapmış, uzun yıllardır da Bakanlık yapan bir isim...
Ne kadar tecrübe kazandığını ortaya koydu.
Ben böyle bir hamleyi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ya da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tan da bekliyorum.
Ancak siyasi etkisi Süleyman Soylu’nun ki kadar olur mu onu bilmiyorum. Süleyman Soylu bu hamleyi herkesten önce kullandı, bakalım bundan sonra neler olacak izleyip göreceğiz...
ALAATTİN ÇAKICI’NIN İLK BASIN AÇIKLAMASINDAKİ ÖNEMLİ DETAY!
Yeni düzenlenen infaz yasası ile birlikte Alaattin Çakıcı da serbest kaldı.
Uzun yıllardır bunun için gayret gösteren Devlet Bahçeli sonunda istediğini başardı.
Alaattin Çakıcı tahliye olduktan sonra kendi el yazısı ile bir teşekkür mektubu yayınladı.
Bu mektupta benim ilgimi çeken detayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Çakıcı mektubunda, MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye; Dünya Türk’lerinin yaşayan efsanevi son Türkmen Bey’i Sayın Devlet Bahçeli diye bahsederken, 18 senedir ülkeyi yöneten Recep Tayyip Erdoğan’a ise; son dört yıldır devletimizin bekası için Batı Emperyalizmine asla taviz vermeyen Devlet Başkanımız Sayın Tayyip Erdoğan’a diye seslenmesi benim oldukça ilgimi çekti.
Ne demek istedi acaba diye düşünmeden edemedim, ne demek bu son dört yıl?
MASKEMATİK Mİ? BENCE ŞAHANE.
Yeni tip Koronavirüs salgını konusunda verilen mücadele ve yapılan hizmetler iki belediye başkanını öne çıkardı. Biri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş; diğeri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Koronavirüs salgını nedeniyle yurttaşların tıbbi maskeye erişimini kolaylaştırmak için metro istasyonlarına maskematik yerleştirilmeye başlamış. İlki Konak Metro İstasyonu’nda hizmete giren maskematik bu hafta başından itibaren 10 istasyona daha koyulacakmış.
Son zamanlarda kriz haline gelen bu maske meselesine karşı Tunç Başkanın getirdiği bu çözüm gerçekten takdire şayan.
Metro yolcuları İzmirim kartla yolculuk bedelini ödedikten sonra içeride bulunan maskematiğe yine İzmirim kartlarını göstererek hijyen paketini alabilecek. Bu işlemde İzmirimKart'dan herhangi bir düşüm de yapılmayacak. Paket 4 maske ve 100 mililitrelik bir dezenfektan içeriyor. Bu hizmetin hayat normale döndüğünde de devam etmesini talep ediyorum. Hijyen sadece bu sene gereken birşey değil, her zaman gerekli. Haftaya görüşmek üzere.