Yaşar Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Lojistik Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu, lojistik süreçlerde dijital teknolojilerin, yapay zekâ uygulamalarının ve veri odaklı çözümlerin büyük önem taşıdığını ifade etti. Kazançoğlu, değişen tedarik zincirleriyle birlikte sektörün dijital dönüşüme zorunlu olarak yöneldiğini belirtti.
Lojistik sektörü yapay zeka ile büyüyor
Kazançoğlu, lojistikte yaşanan dijital dönüşümün sadece verimlilik değil, aynı zamanda yeşil lojistik hedefleri doğrultusunda da önemli olduğunu belirterek,. “Lojistik sektörü devasa boyutlara ulaştı. Dünyada küreselleşmenin bir sonucu olarak tedarik zincirlerinin yönetilmesi büyük önem kazanıyor. Tedarik zincirinde ucu Çin’e dokunmayan sektör neredeyse yok. Tedarik zinciri büyüdükçe yönetilmesi daha zor hale geliyor. Taşımacılık ve lojistik faaliyetleri artıyor. Buna depolama, elleçleme, gümrükleme hatta paketleme de ekleniyor. Ayrıca ürün çeşidi arttıkça bununla ilgili ham madde sayısı, müşteri sayısı ve teslimat türleri artıyor. Bu boyutlardaki operasyonu basit yöntemlerle yürütmek mümkün olmadığı için dijitalleşme kaçınılmaz hale geldi. Bu büyüklük korkutucu ama bizlere veri oluşturması açısından çok da değerli. Eskiden müşteri eğilimlerini öğrenmek için anket yapılırken şimdi sosyal medya üzerinden veriler akıyor. Bu karar alma mekanizmaları açısından müthiş bir kaynak. İşte bu noktada yapay zeka modelleri devreye giriyor. Yapay zeka bu kadar büyük verileri işleyip anlamlandırmamıza yarıyor. Dolayısıyla sektör bu değişime ayak uydurmak için dijitalleşiyor ve yapay zeka bu çapta bir operasyonu yürütmek için en önemli çözüm ortağımız” dedi.
"Dijital dönüşüm sağlamalıyız"
Prof. Dr. Kazançoğlu, Türkiye'de büyük lojistik firmalarının dijitalleşme sürecine entegre olduğunu, ancak küçük ve orta ölçekli işletmelerde bu dönüşümün yavaş ilerlediğinin altın çizerek, "Türkiye’de çok iyi lojistik firmaları mevcut. Uluslararası organizasyonlara entegre oldukları için dijitalleşmeye geçişi başlatmış durumdalar. Ancak orta ve küçük ölçekli firmalarda tablo bu kadar iyi değil. Orta Kuşak’ta yerimizi sağlamlaştırmak ve uluslararası ticaret yollarında söz sahibi olmak istiyorsak çok hızlı bir şekilde dijital dönüşümü sağlamalıyız. Limanlarımızda da yığılmayı ya da bekleme sürelerini azaltmak dijital dönüşüm ile mümkün. Singapur Limanı dijital limana çok iyi bir örnek" diye aktardı.
Trafik ve çevre kirliliği arttı
Artan e-ticaret ile birlikte şehir lojistiği kavramının önem kazandığını söyleyen Kazançoğlu, teslimat sürecinde son adımın, yani kapıya kadar hizmetin, şehirlerde trafik ve çevre kirliliği gibi sorunları beraberinde getirdiğini ifade etti. Kazançoğlu, "Dünyada ve Türkiye’de e-ticaretin artması ile teslimat konusunda müşterinin esneklik ve hız talebi arttı. Günümüzde neredeyse her ürünün eve kadar gelmesiyle hatta değişim ve iade süreçlerinin dahi bu şekilde işlemesiyle her yerde kuryeler var. Bu da şehir lojistiği kavramının önemini ortaya çıkardı. Önceden bu operasyonları büyük aktarma ve depolama merkezleri üzerinden düşünürdük. Şimdi son adım teslimatı yani kapıya kadar hizmet var. Evlerin son teslim noktası olması sadece tedarik zincirinde değil şehirlerde de bir baskı oluşturuyor. Bu konfor alanımızı artırsa da bazı olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Şehir lojistiği trafik tıkanıklığına neden olmanın yanında gürültü, hava kirliliği ve partiküler madde salımına da sebep oluyor. Dünyada şehirlerin bu yükünü azaltmaya yönelik çalışmalar yapılıyor. Belli teslimat noktaları oluşturulması ya da bölge esnafını kargo teslimat noktası olarak kullanmak gibi yeni iş modelleri geliştirilse de, çözüm son adım teslimatının dijital teknolojiler ile yönetilmesi ve optimize edilmesinde yatıyor. Kısacası dijital teknolojiler ile yönetilen şehir lojistiği önümüzdeki yıllarda sıkça konuştuğumuz konulardan biri olacak" diyerek konuşmasını noktaladı.