Hepimizin malumudur ki memlekette en ufak kriz anlarında bile terk edilmeye, vazgeçilmeye en hazır alan kültür ve sanat alanı oluyor. Hele ki krizin boyutu pandemi gibi uzun ve muğlak bir evreye ulaştığında ise bu kolay vazgeçilen alanın öznelerinin yaşayabileceği hatta bugün yaşadığı sıkıntıların boyutunu herkesin tahmin etmesi zor olmasa gerek. Biz bu vefaya hasret alanın müzik kısmında durup yaşantımızı buradan doğru idame ettirdiğimiz için buradan hareketle bir şeyler söyleyeceğim.
Dinler misiniz?
Memleketin tüm müzisyenleri ve müzik sektörünün özneleri olarak sektörün akıbetini zor da olsa tahayyül etmeye çalışsak da konunun sadece bizim tahayyüllerimizin çok daha ötesinde saiklerden ibaret olduğunun da bilincindeyiz. Ama yaşamını sadece müzik üzerine bina eden insanlar için, içinde bulunduğumuz dönemin maddi ve manevi olarak yaşattığı sıkıntılar iyice boğucu bir hale gelmeye başlamışken bir umut ışığı doğdu. Umut ışığı dediysem öyle tüm sektörü dar boğazdan kurtaracak boyutta değil ama dayanışmanın kudretini bir kez daha hafızalarımızda tazeleyecek bir hamle.
Ülkemizde bağımsız ve kolektif müziğin önemli ve yılmaz temsilcilerinden biri olarak gösterebileceğimiz PEYK grubunun solisti İrfan Alış, sosyal medyada bir öneride bulunarak geliri maddi ve manevi olarak zor durumda olan müzisyenlere bırakılmak üzere bir albüm önerisi sundu. Bu sayede albümde yer alacak sanatçılar yine kendi eserleri ile kendi özgün tarzlarını ortak bir havuzda buluşturma imkanı buldular. Albümün başta belirttiğim gibi ihtiyaç sahibi müzisyenlere cüzi de olsa gelir sağlamak gibi bir misyonu olsa da bununla beraber birçoğu genç ve bağımsız olan besteci ve müzisyenlere seslerini ve müziklerini ortak bir paydada daha geniş kesimlere ulaştırma fırsatı da sağlıyor. Üstelik tek albümlük bir meseleden de söz edilmiyor. Bu ortak payda etrafında üretmeye ve yayınlamaya gönüllü müzisyenler var olduğu sürece devam edecek bir projeden bahsediliyor. Uzun isim arayışlarından sonra bu albümler serisine Olta ismi verilmesi genel kabul gördü. Zaten benim de nazarımda çabayı çok net biçimde ortaya da koyan bir isim. Bir olta atıldı artık. Çektiğimizde ucunda ne var hep birlikte göreceğiz.
Olta albümleri serisinin ilki 14 Ağustos’ta yayınlandı. İçerisinde hepsi birbirinden kıymetli on iki eser yer alıyor. İzmirli bir müzisyen ve dinleyici olarak burada İzmir’den albümde yer almış dört müzisyen ve müzik grubunun isimlerini sayarak bu anlamlı albümün içerisinde yer aldıkları için bir kendilerine teşekkür etmek isterim.
İlk isim benim de ortak projeler yürütüp beraber iş yapmayı sevdiğim arkadaşım Deniz Perhan. Deniz albüme Maria Puder isimli enstrümantel bestesi ile katıldı. Daha önce de dillendirdiğim gibi Sabahattin Ali romanından çıkma bir karakter olan Maria Puder’i yine Sabahattin Ali dinginliğinde bestelemiş olan Deniz Perhan’ın bu çalışmasını mutlaka dinlemenizi öneririm. İkinci isim Eren Okur ise kendine has ve sakin bir müzikal yapı üzerine sanki bir maninin sözlerini işlemişçesine, insana ilk dinleyişinde bile çok tanıdık gelen Karantina’da Rampa isimli şarkısı ile albüme katıldı. Üçüncü isim Barış Çapkın, Son Sözüm şarkısı ile Olta değirmenine su taşımış. Dördüncü ve benim bildiğim kadarıyla son isim isim ise birçok İzmirli müzik dinleyicisinin severek dinlediği Başıbozuk. Kendilerini genel olarak Rock müzik ile ifade eden Başıbozuk, akustik bir formda olan Kalan şarkısı ile albümde yer alıyor. İzmirli bir dinleyici ve müzik insanı olarak bu dört özneye sonsuz teşekkürler.
Ey okur… Müzisyenler üzerine düşeni yapmaya başladı ve devam ediyor. Buradan sonra bu projenin devam edebilmesi ve amacına hizmet edebilmesinin tek yolu dinleyiciden geçiyor. Olta albümler serisini ne kadar dinler ve ne kadar dinletirsek o kadar müzisyene eliniz değmiş ve dayanışmış olacağız. Haydi dayanışmanın inceliğini gösterelim.