CHP 36. Olağan Kurultayı öncesinde Medyascope’ta değerlendirmede bulundum. İlk bölümde İlhan Cihaner’in, ikinci bölümde bendenizin değerlendirmeleri vardı. İrfan Bozan’ın “Tarihsel bir kurultay olacak mı?” sorusuna üzülerek “Keşke olabilseydi...” yanıtını verdim. Çünkü kurultayın niteliksel olarak içinde bulunduğumuz süreçte CHP’ye bir “hamle” yapma yeteneği taşımadığı sıkıştırılmış ilçe ve il kongrelerinden, hazırlık sürecindeki emarelerden belliydi. O yüzden, “CHP tarihine sıradan bir kurultay olarak geçecek” diye devam ettim söz konusu yayındaki sözlerime.

Ki, konuya ilişkin Odatv’deki ve İzgazete’deki makalemde de kurultay öncesinde sürpriz olmayan gelişmeleri ortaya koydum.

İZMİR’İN AZALAN TEMSİLİ

Bu yazıda İzmir açısından ne olup bittiğini ve daha ne olacağını yansıtmaya çalışacağım.

İzgazete’de kurultay öncesindeki yazının girişinde gençlik kolları merkez yönetimine İzmir’den kimsenin girememesi notunu dikkatli okur hatırlayacaktır. Sonra şöyle demişim:

“Kurultaya İzmir hangi hazırlık ve önerilerle gidiyor? İçerik yok, sadece genel başkana açıklanan destek ve kimin İzmir’den parti meclisine gideceği tartışmaları var gündemde. Geçen dönem genel başkan Kılıçdaroğlu’nu saymazsak PM’de ve MYK’da İzmir ağırlıktaydı. Erdal Aksünger, Kamil O. Sındır, Selin S. Böke, Zeynep Altıok MYK’daydı. Ayrıca Hakkı Akalın (liste delip girmişti ama geçen bir dönem boyunca görme ve tanışma fırsatı olmadı hiç!), Sevda E. Kılıç, Mustafa Moroğlu, Prof. Dr. Özkan Yıldız da PM’deydi.”

Kılıçdaroğlu, 36. Olağan Kurultay’da Aksünger, Sındır ve Altıok’u tasfiye etti. Ancak, Aksünger genel başkanın anahtar listesini delerek PM’ye girmeyi başardı. Daha önce kendisine başkaldırarak MYK’dan istifa eden ve kurultay öncesinden de İlhan Cihaner’le birlikte bir deklarasyona imza atan Selin. S. Böke’yi ise fazla delinmesinden çekindiği listesine mecburen aldı. Milletvekili olmayan isimlerden ise sadece Sevda E. Kılıç genel başkanın listesinden seçildi. Moroğlu ve Yıldız PM’ye veda etti. Yurtdışı örgütleri temsilen gelen Emre Çam’ı İzmir’e dahil etmemek gerekir. (Bu arada İzmir-İstanbul arasında yaşayan Teğmen Çelebi de İzmir’e doğru yelken açıyor)

Kocaoğlu’nun genel başkanın listesine aldırdığı Umut Tekin ise sandıktan çıkamadı! Asuman Ali Güven olsa çıkabilir ve İzmir’e katkısı da olurdu. İzmir’in bir eksik kalmasının faturasının kime çıkacağı belli… Buna karşılık, İzmir’den Tuncay Özkan da doyurucu bir oy alarak Muharrem İnce’nin listesinden çıktı sandıktan. Şahsen beklentim ve izlenimlerim Özkan’ın Kılıçdaroğlu’dan beklenti içinde olduğu yönündeydi. Hakkı Akalın ise bu defa dışarıda kaldı. Balbay da İnce’nin listesindeydi ama az farkla dışarıda kaldı.

Sonuçta geçen dönem üçü milletvekili olmak üzere yedi sima ile PM’de temsil edilen İzmir, bu dönem sadece biri milletvekili olmak üzere dört sima ile temsil edilecek.

YDK ANAHTARINDAKİ HAYAL KIRIKLIĞI

İzmir’den önceki dönemde de aynı kurulda olan Mahir Polat ile Banu Gençkan’ın YDK’ya seçildiğini de not edelim. Önceki dönem kurulda olan ve İzmir’de başarılı bir hukukçu aktivist olarak da bilinen Şehrazat Mercan’ın anahtar listeye önerilmemesi ve dışarıda kalması ise şaşırttı. Mercan’ın hayal kırıklığı hissedildi.

İZMİR MYK’DA TEMSİL EDİLEBİLECEK Mİ?

Şimdi önümüzdeki hafta başında Kılıçdaroğlu “A Takımı”nı oluşturacak. PM içinden MYK üyelerini atayacak. Değişim havası yok. Kilit isimler yerinde kalacak, öyle gözüküyor. Daha önce yazdığım gibi Aksünger’in yerine Çelebi gelebilir. Denilebilir ki, “Aksünger liste delerek seçildi, yeniden eski konumuna atanamaz mı?”

O soruya karşılık Kılıçdaroğlu’nun geçen dönem ne yaptığına bakalım. Listesini delen isimlere ne başta ne de değişikliklerde yer vermedi! Sabitleri olan ve en karakteristik kişilik özelliklerinden birisi de inatçılık olan Klıçdaroğlu bu kez MYK’da liste delenlere yer verir mi? Çok zor… O yüzden Aksünger’i MYK’ya beklemiyorum. Tabii aynı gerekçeyle Özkan’ı da. Kılıç’a MYK bayağı bol geleceğine göre geriye kalıyor Böke. Kılıçdaroğlu,kendisine kafa tutarak MYK’dan istifa eden Böke’yi mecburen mecburiyetten MYK’ya çağıracaktır. Kabul edip etmeyeceği ise kritik. Kabul etmezse, MYK’da İzmir’in temsili sadece genel başkan düzeyinde kalabilir.

YÜKSEK BEKLENTİ, DÜŞÜK TEMSİL

Kurultayın ilk gününde Kılıçdaroğlu’na tam destek veren İzmir delegasyonu ortaya çıkan bu tabloya ne diyecek? Kimi sorumlu tutacak? Bunu zamanla göreceğiz. Şimdilik sadece Kocaoğlu ve Yücel’in durumu “normal” gören renksiz açıklamalarını gördük.

İl Başkanı Yücel yazılı bir açıklama yaptı ve “İzmir, Cumhuriyet Halk Partisinin Türkiye genelinde en çok oy aldığı, en güçlü olduğu kenttir. O nedenle beklenti her zaman yüksektir. Parti meclisi üyeliği genel başkanımızın bire bir çalışacağı arkadaşların bulunduğu bir görevdir. Genel başkanımızın yakın çalışma arkadaşlarını belirleme konusundaki tasarrufuna saygı duyuyoruz.” dedi.

Yukarıdaki sözlerin deşifresi şu: “İzmir hakkını, karşılığını alamadı; beklentilerimiz karşılanmadı. Ama ne yapalım, elimizden gelen bir şey de yok. Boynumuz kıldan ince.”

KOCAOĞLU VE YÜCEL’İN ZOR DÖNEMİ

Öyle gözüküyor ki, kurultay sonrasında CHP İzmir’deki sessizlik yerini çok sesliliğe bırakacak. Yediden dörde düşen PM üyeleri… Üstelik sadece ikisi milletvekili ve onlardan birisi genel başkanın listesinden; üstelik daha  önce baş kaldırarak MYK’dan istifa etmiş… Milletvekili olmayanlardan birisi de liste delerek gelmiş… Dahası, Bayır, Balbay, Güven gibi gerçekten de hak ettiği halde PM’de kendisine yer bulamayan ve İzmir’in dinamiklerini Ankara’ya taşıyamayan simalar da var.  

Daha kurultay salonunda ve Ankara’daki restoran ve otel lobilerinde konuşulmaya başlanan olağanüstü kurultay ya da tüzük kurultayının seçimli kurultaya dönüştürülmesi ikliminde Kocaoğlu ve elini kaldırdığı Yücel bu tabloyu senkronize edebilir mi? Nasıl edebilir? Hep beraber yaşayıp göreceğiz.