İzmir’in kalbi Alsancak Kordon da dahil olmak üzere bilhassa Kıbrıs Şehitleri ve caddenin iki yanına dağılan nadide sokaklar bağlamında olsun, bulvarlar olsun, hak ettiği bakımı, ilgiyi görüyor mu? Alsancak başlıbaşına bir yazı konusu olur, hatta birkaç yazı konusu olur. Şimdilik İzmir’in merkezindeki bulvarlara değineceğim.

İZMİR’İN BULVARLARI BİR ŞANS DA…

Bulvarlar, tarihi bir kent olan İzmir’e kent dokusu, kent kimliği veren niteliktedir. İzmir için bir şans olarak görmek gerekir. Ancak hak ettiği bakımı, temizliği, donanımı alıyor mu derseniz “evet” demek zor.

Cumhuriyet, Talatpaşa, Gazi, Fevzipaşa, Şair Eşref, Kazım Özalp, Ziya Gökalp, Mürselpaşa, Plevne, Şehit Nevres, Tevfik Rüştü, Şehit Fethi Bey, Celal Bayar, Şükrü Kaya gibi tarihi kişiliklerden adını alan İzmir’in bulvarları ne alemde (Atatürk, Mithatpaşa ve İnönü Caddeleri’ne yönelik ayrı bir yazı kaleme alacağım)?

SIKINTILAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İzmir’in önemli kent adresleri olan bulvarlarda gördüğüm sıkıntılar birkaç başlık halinde şöyle toparlanabilir:

1) Temizlik: Bulvarlar ve kaldırımları yıkanıyor mu? Yıkanıyorsa periyodu nedir? Genelde bulvarları ve kaldırımlarını boz bulanık görüyorum. Hiç de iç açıcı değiller bu bağlamda. Hiç olmazsa ulusal ve dinsel bayramlarda, hatta mümkünse ayda bir kez geceleri yıkanabilir. Bulvarlar ve kaldırımlar pırıl pırıl olabilir.

2) Bulvarların kaldırımları yenilenerek renklendirilebilir ve yayaların keyifle dolaşabileceği, kent merkezinde yürüyebileceği bir zemine kavuşturulabilir. Tabii bunun için bulvarların kaldırımlarındaki çirkin işgallere yerel yönetimce son verilmelidir. Kaldırımlar işporta pazarı görünümünden uzaklaştırılmalıdır.

3) Bulvarlardaki binaların dış cepheleri yerel yönetimce yetki kullanılarak zorunlu tutulup sahiplerine, yöneticilerine boyattırılmalı, bakımı ve onarımı yaptırılmalıdır. Çok sayıda çirkin görünümlü bina bulvarların estetik görünümüne gölge düşürmektedir. Ön cephedeki klimalar mümkün mertebe arka taraflara, balkonlara vb. alınmalıdır.

4) Bulvarlardaki tabela kirliliğine son verilmelidir. Çok sayıda tabela asan, sabit tabelalarına ek olarak branda geren, pankart asan, her türlü yolla duyuru yapan işletmeler uyarılmalı, denetime tabi tutulmalıdır. Çok sayıda tabela yerine en fazla iki tabela ile sınır getirilmelidir. Tabela, yerel yönetim için bir gelir, evet, ancak çok sayıda fakat vergisi tahsil edilemeyen tabela yerine iki ama tamamının vergisi tahsil edilen tabela daha mantıklı hem de kent estetiğine uygun değil mi?

5) Bulvarlara ve bulvarların kesiştiği kavşaklara günümüze uygun dinlenme noktaları, kent mobilyaları, heykel vb. gibi sanatsal yapıtlar konularak sokaktaki yaşama kalite kazandırılabilir.

6) Yerel yönetim her yıl bulvarlarda “en iyi dış görünümlü bina”, “en iyi vitrin”, “en iyi kapı ve giriş” vb. yarışmalar düzenleyerek kent estetiğine yönelik özendirici faaliyet yapabilir.

SONUÇTA KENT KAZANIR, HERKES KAZANIR, İZMİR KAZANIR

Sonuçta bulvarlar temiz, düzenli, iç açıcı, ferah, estetik, daha yaşanır bir görünüme kavuşur. Yayalar, hemşehriler bulvarlara daha çok gelir, gusto da alışveriş de canlanır; bundan herkes kazanır. Kent kazanır.

Büyükşehir Belediyesi’nin düğmeye basıp Konak Belediyesi’nin de desteğiyle harekete geçmesi ve sonuç alması en fazla altı ay sürer. Kent sonbahara bambaşka bir kimlikle girer. İzmir’de projelerle ilgili olarak “kaplumbağa hızı” yakıştırması var. Yerel yönetim bu imajı da yıkabilir “gerilla usulü” bir çıkışla bulvarlara dönük. Tramvayın da kent merkezinde salınmaya başladığı, kente değer kattığı, bulvarlardan geçtiği şu sıralarda bulvarları ihya etmek 15. Hizmet Yılına giren Başkan Aziz Kocaoğlu’nun boynunun borcu. Kocaoğlu’nun büyük ölçekli yatırım projelerinden kafasını biraz kaldırıp Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın da desteğiyle kısa zamanda meseleye el atması şık olur. İzmir’in bulvarlarının buna hakikaten ihtiyacı var. Kocaoğlu ve Pekdaş, yarım gününü ilgili ekipleriyle birlikte bulvarlara ayırıp şöyle bir dolaştıklarında eminim ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklar, hak vererek kolları sıvayacaklar.