Bu başlığı, çok sayın Cumhuriyet Halk Partisi yönetici ve aktif üyelerinin dikkatini çekmek için attım. (Maalesef dönem dönem parti içi konular, memleket meselelerinden daha çok dikkatlerini çekiyor)
‘Çok sayın CHP yöneticisi’ olmayan ve bilmeyenler için söylemek gerekirse, kimdir ‘Sevda hanım?’
Hafta sonu gerçekleşen CHP Olağan Kongresi’nde İzmir’den, Kemal Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesine girerek, Parti Meclisi’ne İzmir milletvekili Selin Sayek Böke ile seçilen iki isimden biri.
PM’ye İzmir’den milletvekili Tuncay Özkan ve önceki dönem Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger de 'listeyi delerek' girdi. Onların durumuna dair tartışma (Hele MYK bile belirlenmemişken) şimdilik bir yana dursun… Selin Sayek Böke’nin İzmir’i temsil etmekten çok, hem akademik hem de politik ‘kariyeri’ göz önünde bulundurulduğunda, daha ‘ulusal çapta’ bir pozisyon alacağını tahmin etmek zor değil.
Hal böyle olunca, İzmir yerelini temsilen CHP Genel Merkezi’nde ilk elden Sevda Erdan Kılıç geliyor akla.
Açık politik, açık sol bir tutumu olan, CHP Genel Merkezi ve Kemal Kılıçdaroğlu tarafından da desteklendiği bilinen; gençlik kolları başkanlığı, İl Sekreterliği gibi görevlerden gelen avukat Sevda Erdan Kılıç, zannımca bu dönem CHP İzmir’in en önemli figürü olacak.
Daha net söylemek gerekirse; ya bunu başaracak ya da torunlarına bir anı olarak anlatacağı ‘başarılı’ sandığı bir politik geçmiş ‘yaratacak’ kendine…
Ben Sevda Erdan Kılıç’ın üzerine düşen rolü layığı ile yerine getireceğine inananlardanım…
***
Gelelim asıl konumuza!
Bendeniz dahil, son 1 haftada; sosyal medya paylaşımları ve yaptığı konuşmalar nedeniyle 50’ye yakın kişi gözaltına alındı.
50’sinin de en ortak özelliği, hükümetin politikalarını eleştirmek, ‘Savaşa hayır’, ‘OHAL kalksın’ demek vs…
Özeti bu: Hükümeti eleştirmek…
Yani, İzmir gibi sembol bir şehirde hükümeti eleştirmek, hükümetin uygulamalarına karşı demokratik hakkını kullanıp sözünü söylemek suç olarak lanse edilmek isteniyor.
Hem ana muhalefet liderinin hem de başbakanın seçim bölgesi olan, ana muhalefet partisinin yerelde iktidar olduğu şehirde hükümetin politikalarını eleştirmek suç! (virgülden sonrasını iki kez daha okuyunuz)
Mesela bugün, Türkiye’nin yüz akı olan KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın İzmir Şube yöneticisi, onurlu ve mücadeleci sağlık emekçisi Başak Edge Gürkan, Çiğli Devlet Hastanesi’nde görevi başında gözaltına alındı. Hem de üyesi olduğu sendikanın yasal afişini iş yerine astığı için…
Aman sakın kimse korkuya tedirginliğe kapılmasın. Bunun hukukta yeri yok. Tabi ki Edge kısa sürede özgürlüğüne kavuşacak!
Ama bu hep böyle mi gidecek?
Her gün göz altılarla mı güne başlayacağız?
Sürekli birbirimize ‘Dikkat et kendine’ diye telkinlerde mi bulunmak zorunda kalacağız?
***
Ağzını açan politikacı 2019 sürecinin öneminden bahsediyor.
Yahu bu 2019 süreci denilen süreç ne zaman başlıyor?
Belli ki hükümet yine atı aldı ve Üsküdar’ı geçmek istiyor.
Eğer 2019 konusunda samimiysek, ‘Bir şey yapmak gerek’ diyen herkesin bir an evvel adım atması gerekmez mi?
***
Dün ‘Örgütlü apolitizm ve siyasal çıkış’ başlıklı bir yazı okudum. Merak eden başlığı google’a yazıp arayınca bulacaktır. Geçtiğimiz günlerde de bir yazımda CHP İzmir İl Yönetimi ile ilgili ‘apolitik kulüp’ tanımlaması yapmıştım. Türkiye’nin ana muhalefet, İzmir’in ‘iktidar’ partisinden doğal olarak tüm bu politik ve önemli gelişmelere dair beklenti içerisinde oluyor vatandaş.
Mesela CHP İzmir İl Başkanı… CHP liderinin İzmir’deki temsilcisi… Bu cadı avı ile ilgili bir açıklama yapmayacak, bir eylem ve karşı duruş örgütlemeyecek mi? Kaldı ki tüm bu süreçle ilgili, yandaş medya CHP İzmir milletvekillerini (bugün de yeni PM üyesi Selin Sayek Böke’yi) linç etmeye çalışıyorken…
İktidarın çok açık şekilde ilan ettiği 2019 hazırlık süreci olarak da görülebilecek bu süreçteki hamlelerine karşı, her ağzını açanın işaret ettiği şekilde ‘Hayır Bloğu’ etrafında en geniş yerel birliği sağlamak üzere; mesela hemşire Edge için, mesela gazeteci Ümit için, mesela ‘hayırcı üniversiteliler’ için, mesela TTB’li Funda Obuz için adım atılmayacak mı?
O gelişme ya da bu gelişme fark etmez farz edelim; herhangi bir gelişme için adım atılmayacaksa, 2019’a nasıl yürünecek?
Sahi 2019 süreci denilen süreç, bu gün değilse ne zaman başlayacak?
***
Maalesef CHP İzmir İl Örgütü, parti içi seçim süreci, delege vs tartışmaları dışında aktif olamıyor. (Kaldı ki onda da ‘başarılı’ olamadığı son kurultayda görüldü)
CHP’nin ‘pek devrimci’ il sekreteri ve hala kendini belediye meclisi üyesi zanneden İl başkanı, maalesef ‘delege meselelerini’ bile whatshap mesajları ile yürütecek kadar beceriksiz ve tüm bu gelişmelere kayıtsız kalacak kadar apolitik davranıyor.
Oyunun çok büyük bir çoğunluğunu CHP’ye veren ama geleceğinden de kaygılı olan İzmirliler ‘biçare’ kalıyor.
Başlığa dönersek; burada görev, CHP İzmir’de yereli temsil eden ve politik duruşu gayet net olan Sevda Erdan Kılıç’a; delegenin değil halkın oyları ile meclise giden milletvekillerine ve ülkenin geleceğinden kaygı duyan her düşünce ve inançtan İzmirlilere düşüyor.
***
Özetin özeti; Cumhuriyet Halk Partisi ne her şeyi havale edip kenarda bekleyeceğimiz, ne de sadece eleştirerek yok sayacağımız bir güç…
Ama asıl güç; CHP’li ya da değil, ülkenin ve kendisinin geleceğinden kaygı duyan yurttaşların iradesinde…
(Yazıyı başlıktan ötürü okuyan yönetici, ayırdığın zaman için 'teşekkürler')