Bir önceki yazımı şu cümlelerle tamamlamıştım:

“Net şekilde vurguluyorum: 150 yıllık İzmir Büyükşehir Belediyesi freni patlamış kamyon gibi savruluyor. Nereye çarpıp duracağını, nerede nasıl kaza yapacağını kimse kestiremiyor. Bu büyük kurumun cefakâr personeli ise tıpkı geçen dönem Karşıyaka Belediyesi çalışanlarının yaptığı gibi şafak sayıyor. Sabredin, 1 ay bitti 59 ay kaldı. Dayanabilirseniz sabredin.”

İLGİLİ KÖŞE YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Garp cephesinde yeni bir şey yok.

-İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önünde işçiler direnişlerinin 14. Gününü tamamladı. Direnenlerin direnci yükselirken, kapıdan giren çıkanların da sinir katsayısı artıyor. Destek ziyaretleri azalmazsa, işçiler kazanacak; başka çare yok.

-Bürokraside görevden alma, yer değiştirme saldırganlığı tam gaz devam ediyor. Öyle ki, karı-koca yer edinenlerin sayısı da bir hayli artmış durumda. Pınar Okyay ve Ahmet Okyay çifti de artık İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde…

Hadi burada ufaktan bir bilgi paylaşayım: Avukat Ahmet Okyay kim? Cemil Tugay’ın Genel Sekreter olarak istemediği Aykut Erdoğdu’nun Çeşme’deki yazlığını şikâyet eden komşusu…

Yani Büyükşehir kapısı Erdoğdu’ya kapalı, hasmına sonuna kadar açık

Aman Allah’ım, kavgada söylenmez!

***

 Geçen hafta, gazetemiz ‘Yok Farkları’ manşeti ile çıkmıştı.

Solda CHP’li İzBB Başkanı Cemil Tugay, sağda AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan…

WhatsApp haber listeme her gün yaptığım gibi manşeti servis ettim.

Bir okurumuz, ‘O kadar da haksızlık etmeyin, Cemil Tugay Aydın Pehlivan’dan hem daha iyi bir insan hem de daha iyi bir başkan’ şeklinde cevap verdi.

Düşündüm.

Evet, ikisi de işçi düşmanlığı yaptığı için o anlamda ortak noktaları olsa da okurumuz haklıydı.

Cemil Tugay’a o kadar da haksızlık etmemek lazımdı.

Biraz daha düşündüm.

3 büyükşehirden 2’sinin başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kıyaslanırken, İzmir’in Başkanı Cemil Tugay Menemen Belediye Başkanı ile kıyaslanır noktadaydı.

Bu durum da başlı başına İzmir’e haksızlıktı.

İzmir’e yazık oldu.

İzmir daha iyi bir başkanı hak ediyordu.

***

Karşıyaka’dayken de Hüseyin Mutlu Akpınar’ın ‘Karşıyaka’nın filizleri’ projesini rafa kaldırmıştı.

Karşıyaka’dayken de Hüseyin Mutlu Akpınar ile arası iyi olan herkese düşmanlık etmişti.

5 yıl kişisel hırs ve öfkesi ile yönettiği Karşıyaka’yı 35 milyon dolar borçla alıp, 100 milyon dolar borçla bıraktı. Güzelim ilçe hala belini doğrultamıyor.

Şimdi de aynısını Tunç Soyer için yapıyor. Soyer’in projelerini yarım bırakıyor. Son olarak bisiklet yolunu kaldırdı. Tunç Soyer ile kimin arası iyi diye düşünürse, ona düşmanlık ediyor.

Yakında

‘Başka bir tarım mümkün DEĞİLDİR’

‘AZ renk, AZ ses, AZ nefes’

‘Bir şey değişecek, HİÇBİR ŞEY değişmeyecek’ falan derse şaşırmam.

***

Sevgili okur, kent olarak aldık başımıza belayı.

Atalarımız ‘Taç giyen baş akıllanır’ demiş ama sayın başkan İzmir Büyükşehir Belediyesi koltuğuna oturduğundan bu yana, rüzgâra esme, yağmura yağma, güneşe doğma diyebileceğini zannediyor. Her şeye kendi duygularıyla karar verebileceğine inanıyor. Sadece kendisinin haklı ve akıllı olduğunu düşünüyor.

Şehrül-Emin olması gereken Cemil Tugay, Şehrül-İntikam olma yolunda adım adım ilerliyor.

Kendisine değil, partisine oy veren İzmirliler henüz durumun farkında olmasa da Karşıyaka Belediyesi çalışanlarının geçen dönem yaptığı gibi, cefakar İzmir Büyükşehir Belediyesi personeli de şimdiden şafak sayıyor.

Sabredin, iki ay geçti!

Şafak 58 Sivas.

Atarsa önümüzdeki ay yeniden yazarız!

Ne ip, ne top şafak 57 SİNOP.