Kentsel yoksulluğun dinamikleri; barınma ve beslenme krizidir. İnşaatta maliyet artışı yüzde 70’ i aştı, kredi faizleri de aynı şekilde yüzde 70’i buldu.

Konut üretimi durma noktasına geldi. Kontrol edilemeyen kira artışları ‘’sosyal çatışma’’ ya evriliyor. Yoksulluk; insan ve toplum sağlığını bozuyor. Barınma ve beslenme krizi ile yoksulluğu ortadan kaldırmada merkezi yönetim tek başına yetersiz kalıyor. Böylece; ülke genelinde olduğu gibi kentlerde de ‘’KENTSEL YOKSULLUK’’ giderek derinleşiyor. Bu ‘’olumsuz’’ süreç; yerel yönetimlere de barınma ve beslenme krizinin oluşturduğu ‘’KENTSEL YOKSULLUK’’ la mücadelede önemli sorumluluk yüklüyor.

Barınma krizi, konut arzındaki yetersizlik ‘’BEKA’’ sorununa dönüşüyor. Depreme hazırlık, kentsel dönüşüm, sosyal konut üretimi ve kreş -öğrenci yurdu yapımı konuları yerel yönetimlerin öncelikli ‘’SORUMLULUK ALANLARI’’nı oluşturuyor.

Kriz derinleşiyor, halk yoksullaşıyor…

Enflasyon düşmüyor, kriz derinleşiyor, halk yoksullaşıyor, iflaslar artıyor, açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki makas giderek açılıyor.

Bu arada; sıkı para politikası, kredi musluklarının kapatılması ve kredi faizlerinin yükseltilmesi; şirketleri iflasın eşiğine sürükledi.

En çok ‘’konkordato’’ başvurusu ise inşaat şirketlerinde oldu. Mayısın ilk haftasında 114 şirket ‘’konkordato’’ ya başvurdu. Geçen yıl 65 firma iflas etmişti, bu yılın ilk 4 ayında yüzde 65’lik bir artışla iflas eden şirket sayısı 41’ e yükseldi. Öte yandan Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’nun araştırmasına göre; 4 kişilik bir ailenin geçen yıl mayıs ayında 11 bin TL olan ‘’AÇLIK SINIRI’’ bu yıl mayıs ayında 19 Bin 926 TL, ‘’YOKSULLUK SINIRI’’ da 59 bin 353 TL oldu. Yoksulluk sınırında 2024 ‘ün ilk 5 ayında artış 12 bin 516 TL’ ye yükseldi. Açlık sınırındaki artış ise 8 bin 116 TL’yi buldu. Bu tablo bize 10 bin TL maaş alan emeklinin ve asgari ücretle çalışan kesimin yaşam koşullarının nasıl zorlu bir aşamaya geldiğini gösteriyor.

İcra, borç ve sefalet kıskacı

Ekonomide giderek ağırlaşan tabloya çözüm bulunamıyor, halk icra, borç ve sefalet kıskacında. Yeni yılda icra dairelerine 3 milyon 240 bin dosya daha girdi.60 yaş üstü 30 bine yakın yurttaş İŞKUR kapısında iş bekliyor.60 yaş ve üzeri İŞKUR’ a kayıtlı işsiz sayısında yüzde 40’ın üzerinde artış var.

Bu arada; kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin oranı geçen yılın mayıs ayına göre yüzde 51.8 oranında arttı. Çözüm; kredi kartı taksit sayısını azaltmak değil, vatandaşın ‘’alım gücü’’ nü artırmaktır.

Enflasyon asgari ücreti eritti

TUİK’ in verilerine göre enflasyon, asgari ücreti 4 ayda 2.681 TL eritti. Yılın ilk 4 ayında enflasyon yüzde 18.72 oranında arttı. Bu durum, yılbaşında 17 bin 2 TL’ ye çıkarılan asgari ücretin ‘’alım gücü’’ 14 bin 321 TL’ ye düşürdü.

Bu bağlamda 10 bin TL olan emekli aylığının ‘’alım gücü’’ de 8 bin 423 TL’ ye geriledi.

Gelir ve servet dağılımı bozuluyor

Merkez Bankası 2023’ de 818.2 milyar TL ‘’ZARAR’’ açıkladı. Merkezi yönetim ‘’bütçe açığı’’ da 500 milyar TL’ yi aştı.

Merkez Bankası’ nın uygulamalarıyla yurttaş fakirleşiyor, bütçe açığı yükseliyor, gelir ve servet dağılımı daha da bozuluyor. Merkez Bankası’ nın ‘’görev zararı ’’nın nedeni; fakirden zengine servet transferine yol açan kur korumalı mevduat ödemeleridir.

Bu uygulama fakiri daha fakir, zengini de daha zenginleştiren bir uygulamadır.

Sonuç olarak

Barınma krizi, konut arzındaki yetersizlik ‘’BEKA’’ sorununa dönüşüyor. Depreme hazırlık, kentsel dönüşüm, sosyal konut üretimi ve kreş -öğrenci yurdu yapımı konuları yerel yönetimlerin öncelikli ‘’SORUMLULUK ALANLARI’’nı oluşturuyor.