Konu yeniden alevlendi: Efendim, Eurovision Şarkı Yarışmasına katılan Yunanistan ekibi ne hakla bizim halayımızı ve mendil sallama figürümüzü taklit edermiş!

Bu tartışmanın çeşitli versiyonları var. Baklava, yoğurt, dolma, kahve vb. versiyonları gibi…

İki taraf da bunu yapıyor. Bu kez suçlanan Yunanlılar bu alanda bizden geri kalmıyorlar. Bir çeşit beyaz peynir olan “feta”nın isim hakkı için AB’den karar çıkartmamışlar mıydı?

Sanat ve kültür bu türden itirazların yapıldığı alanlardan biri. Çünkü yapılanlar arasında önemli benzerlikler bulunabiliyor. Bunlara hırsızlık gözüyle mi bakmalıyız, yoksa aynı toprağın ürünü olmaktan gelen bir ortak yazgı olarak mı? Yunanlılarla bizim şarkılarımız benziyor. Bunun nedeni iki tarafın sanatçılarının birbirlerini aşırı ölçüde taklit etmeleri mi, yoksa o benzerliğin iki tarafın kültürleriyle programlanmış olmaları mı?

Pentimento

Bence uzun dönemli kültürel etkilenmeyi ressamların kullandığı pentimento kavramıyla açıklayabiliriz. Ressam belirli bir konuyu resmetmek için oturur, çalışır, sonra fikrini değiştirir, yaptıklarının üzerine astar çekip, yepyeni bir resme başlar. Aradan yıllar geçer, boyalar kurur, bir bakarlar ki arkadaki resim hala görünüyor.

Ve hatta, belki de, onun da altında başka bir resim daha görünmekte.

Türkiye katmerli bir pentimentodur. Bin yıllar boyunca nice ressam resme başlamış, epey yol almış, sonra tuvali bir başkasına bırakmıştır. Alttaki resimler net olarak görünmese de kaybolmamıştır. Daha sonra başlayan her ressam, istesin istemesin alttakilerin üstüne fırça vurmak zorundadır.

Sümer, Asur, Hitit, Luvi, Elen, Roma, edebiyat fırçasıyla Pers, İslamiyet fırçasıyla Arap, rasyonalizm fırçasıyla Batı kendi resmini yapmaya çalışmış, mesajını bırakmıştır. Bu bir olgudur. Bundan sonra yapılacak her resim onların üzerine boyayacaktır

Çağdaş müzik parçaları ve dansları da böyledir. Evet, Yunan grubu halayda mendil sallamayı büyük bir olasılıkla Türklerde görmüştür. Ya Türkler hangi pentimentoda görmüşlerdir bunu? Ya onlardan öncekiler?

Üstüne çıkmak

Eurovision finali öncesi Yunan grubunun ateş parçası solisti Marina Fatti’ye Türk-Yunan kültürel yakınlığının nedenini sordular.

“Ben de merak edip hocama sordum.. Şunu unutma ki; siyasal sınırlarla kültürel sınırlar aynı olmayabilir cevabını verdi. Aynen öyle.”

Bu görüşe şarkısı katılıyor. İkisi Türk olan dans grubu da katılıyor.

Sanat açısından önemli olan, yeni ressamın öncekilerin yaptıklarının üzerine bir şey koyup koymadığıdır. Yoksa ya kopya olur, ya da folklor.

Kültür benzerliği konularına en doğru yaklaşım pentimentolara bakmaktır. O zaman kavgalar azalır, muhabbetler artar. Aynı kırın çiçekleri birbirine benzer.

Fotoğraf: Antep Halayı