Donald Trump’in ikinci kez Beyaz Saray’a gelmesiyle çağdaş popülizmin yeni evresine geçmiş ulunuyoruz.

21. Yüzyıl’da siyasete damgasını basmış olan popülist “demokratimsi”nin ana öğelerini şöyle sıralayabiliriz:

1) “Seçkin”lere ve yerleşik kurumlara karşı yıkıcı muhalefet, onlara karşı sıradan halkı savunuyor görünmek,

2) Ham milliyetçilik, dincilik, yabancı düşmanlığı,

3) İktidarın tek adamda yoğunlaşmasına yönelik baskıcı yaklaşımlar,

4) Neyin doğru ya da yanlış olduğu konusunda savrukluk ve esneklik, ilkesizlik ve tutarsızlık.

Çok tecrübeliyiz

Trump’in ikinci kez Başkan olmasıyla birlikte Amerikalı dostlarımın “Bu kadar da olmaz!” feryatlarını “Ohoo, o da bir şey mi!” diyen çok bilmiş bir gülümsemeyle izliyorum. 20 küsur yıllık tecrübemiz var. Biz çoğunu daha önce yaşadık, yaşıyoruz. Ve korkarım, bir süre daha yaşamaya devam edeceğiz.  TikTok olayı “demokrasi”nin (?) bu yeni evresini anlamak isteyenler tarafından bir “vak’a araştırması” konusu olarak kullanılabilir. Onca gürültü patırtı, hay huy arasında izlememiş olabilirsiniz:

TikTok ABD’de kapandı ve açıldı. Türkiye’de pek esamesi okunmayan bu paldır güldür magazinel internet platformun ABD’de 170 milyon takipçisi varmış. Özellikle gençler arasında çok etkiliymiş. Kapanma haberi neredeyse Gazze’de ateşkesin başlaması kadar çok habere konu oldu. Yani, bir savaşın durması kadar çok çok önemli haber muamelesi gördü. TikTok’un kapanması için ilk adımı atan da, son anda kapatılmasını önleyen ya da yeniden açan da de Donald Trump idi. Basın yayın özgürlüğü Anayasa’nın birinci maddesiyle güvence altına alınmış ve bununla gurur duyduğunu sık sık açıklayan Amerika’da böyle bir kapanmaya Yüksek Mahkeme’nin nasıl olup da izin verdiği hukukçular tarafından anlaşılamadı.Zaten şu sıralar ABD’de olup biten pek çok şeyi ne hukukçular ne de sıradan yurttaşlar anlayabiliyor. Hukuk artık orada da yalnızca bir araç.Baksanıza ülkenin mahkemelerinin aldığı kararlara göre hapishanede bulunması gereken bir “sabıkalı” Beyaz Saray’da taç giyiyor.Bir hukuk tanımaza bundan sonra istediğini hukuken affedebilme yetkisini veriyorsunuz.

Hem doğru hem yanlış

Trump, ilk döneminde, TikTok tarafından toplanan bilgilerin hassasiyeti açısından şirketin Çin sermayesine ait olmasını ulusal güvenlik riski olarak görüyor, sahibinin Amerikalı olmasını şart koşuyordu. TikTok bunu yapmayınca kapanmak zorunda kaldı. Donald Trump devreye girip yeniden açılmasını sağladı. Böylece hem onun kapatılmasından hem de onun açılmasından puan aldı. Hakikat-sonrası dönemde böyle oluyordu! Aslında Trump, Türkiye’deki arkadaşından başka yöntemler de öğrenebilirdi. Sevmediği yayın organlarının dost sermayedarlar tarafından satın alınıp daha “güvenli” olmasını sağlayabilirdi. Musk’eli süvarisnin Twitter’ı alıp X yapması olayında olduğu gibi… Bu dersi almakta biraz geç kalsa da bu kez Elon Musk’tan sonra teknoloji devlerini önünde diz çökmesini başardı. Popüler olan popülist model bu: Hukukla susturamadığını, cezayla korkutamadığını parayla satın alacaksın. Pazara hakim olacaksın. İnsanları susturduktan sonra basın özgürlüğünün nimetleri konusunda nutuk atacaksın!

Bulanık suda alık avlamak

Çağdaş popülizmin ürkütücü yanı bu: Çok kesin bir dille konuşan popülist liderlerin ilkeleri yok, fırsatları var. Bu fırsatlardan yararlanmak çoğu kez “taktik”ler olarak açıklanıyor ve her şeyi haklı gösterebiliyor. TikTok olayı bunun son örneği. Biz birinci Kürt açılımı olayında bunu biz de yaşamıştık. Korkarım, ikinci açılım girişimi de o yönde gitmektedir. Popülizmin temel iletişim felsefesi tek cümleyle açıklanabilir: Bulanık suda alık avlamak! (Deyişi Mustafa Balbay dostun bir yazısından aldum.) Bu çerçevede, medyanın görevi suyu bulandırmaktır. Taktik böyle gerektirmektedir.

Tık tık

Peki başlıktaki “tık tık” neyin nesidir diyeceksiniz! O da tarihin kapıyı tıklatmasıdır. Kapıyı açacak olursak bize, büyük olasılıkla, insanların geçmişten hiç ders almadıklarıyla ilgili bir şeyler söyleyecektir.