İşsizlik, barınma ve beslenme krizi; gelir dağılımı adaletsizliği, yoksulluk arttıkça yurttaşlarımız, borçlanarak yaşamak zorunda kalıyor. Nüfusumuzun yüzde 57’ si borçlu.

Gelir dağılımındaki bozukluk ve yoksulluk; ‘’SOSYAL BARIŞ’’I bozarak ‘’BİRLİKTE YAŞAMA’’ ortamını ‘’ZEHİRLİYOR’’.
Toplumsal algıya göre; vergi yoksuldan toplanıyor, zengine harcanıyor. Asgari ücrete yüzde 30, vergilere de yüzde 44 zam yapılması, bu algıyı güçlendiriyor. Bu arada resmi verilere göre; ülkemizdeki yoksul sayısı 11 milyon 457 bin kişiye yükseldi. Yoksulluk, ‘’SOSYAL DIŞLANMIŞLIK’’ riskini de beraberinde getiriyor. “SOSYAL DIŞLANMIŞLIK’’ ORANI; YAŞLILARDA YÜZDE 23.3.

Özellikle; kadınlar, yaşlılar ve çocuklar, “YOKSULLUK, SOSYAL DIŞLANMIŞLIK’’ riski altında.
Önemli bir sosyal problemde; yoksulluk arttıkça ‘’BOŞANMALAR ARTIYOR, EVLİLİKTEN KAÇIŞ’’ sürüyor. TÜİK’in verilerine göre; evlenme oranı sabit kalırken boşanmalar arttı. Buna karşılık küçük yaştaki evliliklerde “artış’’ olduğu görülüyor.

2024 yılında 9 bin 971 çocuk evlendirildi. Çocuk evliliklerinin çoğunluğunun ise kız çocukları oluşturdu.
Bu tablo, ürkütücü bir sosyal problemi gösteriyor.

2 milyon 600 bin genç işsiz

Giderek ağırlaşan ekonomik problemler ve işsizlik; gençlerin geleceğini, umudunu zora sokuyor.
Asgari ücretin ‘’AÇLIK SINIRI’’nın altında kaldığı ülkemizde gençlerin de işsizliğin pençesinde kıvrandığı görülüyor. Denilebilir ki, gençlerimiz ‘’BOŞTA GEZEN’’ konumunda. Bu bağlamda ne eğitimde, ne de istihdam da yer alan gençlerin sayısı, 2 milyon 600 bine ulaştı. İşsiz gençlerin yüzde 14’ünü yüksek öğretim mezunları oluşturuyor. Bu arada, istihdamda olmayan üniversite mezunlarının sayısı son bir yılda 368 bin oldu. Bu grupta kadınların oranı yüzde 31.7.
Bu tablo ülkemiz için bir ‘’BEKA’’ sorunudur ve sürdürülebilir değildir.

Öte yandan; ‘’ÜRKÜTÜCÜ’’ bir rapor da iş cinayetlerine kurban giden genç işçiler iş cinayetleri raporudur. 2 bin 664 genç, iş cinayetlerinde yaşamdan koparıldı. İşçi sağlığı ve iş güvenliği (İSİG), 2023- 2024 genç işçiler iş cinayeti raporunu açıkladı. Bu rapora göre; 11 yılda 230’ u kadın, 280’ i göçmen olmak üzere en az 2 bin 664 genç işçi yaşamını yitirdi.

Önlenemeyen problem: Enflasyon

Ülkemizde yaşanan bir başka sosyal yansıması olan ekonomik problem de önlenemeyen enflasyondur.
Enflasyon, adı konmamış bir “vergi”dir. Enflasyon, ekonomik ve toplumsal bağlamda bir “KÖTÜLÜKTÜR, AHLAKI BOZAR’’. Enflasyon, sabit ve dar gelirlileri vurur.
Ekonomik kriz, işsizlik, yüksek enflasyon; 14 milyon yurttaşımızı, nüfusumuzun yaklaşık altıda birini ‘’MUHTAÇ’’ hale getirerek yoksulluğun pençesine itti.

SONUÇ OLARAK:

Hatalarımızı üst üste koyarak problemi çözülemez hale getiriyoruz. Sonra da buna ‘’KADER’’ diyoruz.