Kulüplerimiz birer birer milyonluk transferleri bitirirken, bunlara alkış tutan halkımız ise kredi faizlerinin artmasıyla şokta.

 Sokaktan geçen herhangi birini durdurun ve sorun, kredi borcunuz var mı diye? Muhtemelen her 10 kişiden 8’inin kredi borcu olacaktır. Bu 8 kişiye faizlerin artırıldığından haberiniz var mı diye sorun? Muhtemelen sadece 3 tanesi bilecektir. Yine aynı 8 kişiye kulüplerin yaptığı transferleri sorun muhtemelen 7’si en azından bir transferi bilecektir. Kimisi 3,5 Milyon Euro’ya çok iyi almışlar diyecektir, kimisi de ne gerek var o kadar para harcamaya. Ancak büyük bir olasılıkla taraftarların geneli, tuttuğu takımın yüksek bedellerle yıldız futbolcu transferi yapmasından oldukça mutlu. Kendi evinde mutlu mu, faturalarını, kredilerini ödeyebiliyor mu? Bilemeyiz, ama bildiğimiz tek bir şey var harcanan paralar, futbol endüstrisi için küçük bedeller olarak görülse de bizim ülkemizde kura göre inanılmaz büyük paralara denk geliyor.

Geçmiş çok uzakta değil. Karşıyaka’nın yapılan pahalı transferler sebebiyle yaşadığı zorlukları hepimiz biliyoruz. Eskişehirspor gibi bir kulüp bu sebepten amatöre kadar düştü. Bursaspor ise eğer borçlarını ödeyemezse seneye lisans alamayıp hiçbir ligde mücadele edemeyecek. 4 büyüklerin toplam borcu 25 milyar Lira’lar seviyesine ulaştı. Ziraat Bankası’ndan yapılan yapılandırma da o dönem söylediğimiz gibi hiçbir işe yaramadı. Taraftarına şirin gözükecek diye 100 yıllık kulüplerin geleceğini çamura saplayan insanlar ve buna aç karnıyla alkış tutan topluluk oldukça da bu böyle sürüp gidecek.

Transfer çalımlarının bol bol tekrarlandığı bir transfer sezonu gerçekleşiyor. Halil Dervişoğlu, Sebastian Szymanski, Tadic ve son olarak Zaha transferinde kulüpler karşı karşıya geldi. En büyük kazanan ise kağıt üzerinde Galatasaray olmuş gibi gözüküyor ama..

Zaha, Türkiye’ye son dönem gelen futbolcular içerisindeki en dikkat çeken isim. Yaklaşık Mayıs ayından bu yana Zaha ile yatıp Zaha ile kalkan Fenerbahçe camiası hiç beklemediği bir gol yedi. 2 ay görüşülüp transfer gerçekleşmeyince oyuncuyu Galatasaray ikna etti ve kadrosuna kattı. Açıklamaya göre oyuncuya yıllık 4,3 milyon Euro garanti ücret ve 2,5 milyon Euro imza parası ödenecek. Ancak bunun gerçek olması imkansız. 8 milyon Sterlin teklif almış bir oyuncu bu paralara oynamaz. Sponsorluk elbette vardır, ancak bunu saklamak farklı yollardan yürümenin bir başlangıcıdır. Kamuoyunu yanıltmakla kalmayıp borsaya açık bir şirketin transferin tam maliyetini açıklamaması, anlaşılabilir bir durum değildir. 

Bir de her 6 ayda bir değiştirilen yabancı sınırı konusu var. Bırakın kardeşim yerliyi yabancıyı. Kaliteliyi izlemek istiyoruz biz. Bakın Arda Güler’e 1 sene içerisinde Real Madrid yaptı. Milli takım sayesinde mi? Yabancı sınırı sayesinde mi? Hayır, sadece olağanüstü yeteneği sayesinde Madrid’e gitti. Bu sebeple, yabancı sınırını seven ve isteyen herkes aslında kendi çıkarını istiyordur.