“Ey cılız bir kalemden dile gelen hakikat.
Sen devleri bile korkutacak kadar mı korkunçsun…”
Sabahattin Ali
Bir ahtapotun kolları gibi bütün yaşam alanlarına uzanan ve giderek derinleşen ve bir çoklu krizler çağında sürükleniyoruz…
Doğaya, canlıya, insana ve topluma dair ne varsa hızla tüketen, adeta yaşamı öğüten bir sistem içerisinde var olmaya çalışıyoruz. Emeği ve doğayı tüketerek işleyen kapitalizmin, kendi varoluşunun koşullarını da ortadan kaldırdığı bu süreçten zarar görüyor, buna itiraz ediyor ve bir çıkış yolunu umut ediyoruz.
Türkiye’de ve dünyanın büyük çoğunluğunda, insanların temel ihtiyaçları olan, beslenme, barınma, güvenlik, eğitim, sağlık vb. alanlar metalaştıkça, karşılanamaz hale geldi.
Doğanın temel varoluş döngülerini krize sürükleyecek ölçüde bir doğa tahribatı gerçekleşti ve ekolojik kriz tüm yaşamı ortadan kaldırabilecek kadar derinleşti.
Ve bu sürecin bilgisi, çoğunlukla yine bu öğütücü sistemin kontrolünde ya da manipülasyonunda topluma ulaşıyor.
Böyle gitmeyeceğini biliyoruz; yaşamı yine ancak yaşamın ve emeğin hakikatiyle var edebileceğimizi biliyoruz.
Günümüz dünyasının karmaşık krizlerle çevrili ortamında, gazetecilerin bu krizleri aydınlatma görevi, yaşamsaldır.
Gazeteciler, toplumun bu krizlere yanıt vermesi için kılavuz olmalıdır.
Gazeteciler, toplumu bu çoklu krizlerin üstesinden gelme yolunda bilinçlendirmeli ve çözüm önerileri sunmalıdır.
Gazeteciler, bilginin manipülasyonundan arınmış, doğru ve güvenilir haberler sunarak toplumu bilinçlendirmelidir.
Şimdi, hakikati tüm yaşamsal ve toplumsal başlıklarıyla yeniden üretmenin zamanıdır.
Şimdi, hakikat emekçilerinin özgür ve eşit ve insani koşullarda yaşamasının, tüm teknolojik ve bilimsel gelişmelerden azami ölçüde beslenerek üretmesinin ve hakikatin bilgisini toplumla bölüşmesinin zamanıdır.
Şimdi, hakikatle bağı koparılmış verilerden, söylemlerden, ezberlerden sıyrılarak hakikati meydana geldiği yerden çekip almanın zamanıdır.
Şimdi, yaşamın yeniden üretimini olanaksızlaştıran bu çoklu krizler çağından çıkışı toplumun gündemine taşımanın zamanıdır.
Şimdi, hakikati emekle işlemenin, yaşamdan yana birer fikir halinde damıtmanın ve toplumun kullanımına sunmanın zamanıdır.
Aksi takdirde; yalan, manipülasyon ve hakikate dokunmayan ezberler zihinlere hakim olmaya devam edecek, iktidara ve güce egemen olanlar yaşama da egemen olacak…