İnsanlık fokur fokur… Hele bizim buralar… Hır çıkaran çıkarana. Kavgaların biri bitmeden ötekisi başlıyor. Herkes silahlı, eller tetiklerde…
Oysa çocukluğumdan beri kulağımda küpedir: Silahla oynanmaz! Kaza çıkar.
Hayat boyu çok örneğini görmüşüzdür. Hır ve kaza çıkmıştır.
Ama hayır, ders alınmamış.
İnsan, ders almaktan çok ders vermeye düşkün bir canlı. Birilerine “dersini vermeye” çok meraklı.
Bu sefer de bakıyorum bizim ahmaklardan bazılarına göre Halep 100 yıl sonra gene Türk olmuşmuş, sonra sıra İsrail’e gelecekmiş!
Bazıları ise bunlarla yetinmiyor, haritayı büyüttükçe büyütüyor…
Eller tetiklerde. Kaza çıksa, zincirleme kaza olur. Tetikler nükleer tetiklerdir. Yerkürede insan soyunun sonu olur. Olabilir!
İnsanlığın sonu!
Şunu unutmayın: Evrenin umurunda olmayacaktır.
Olsa bile, kötü haberin başka yıldızlara gitmesi milyonlarca yıl alacaktır.
Ya sonra?
Hep ne kadar önemli olduğumuzun sanrılarıyla yaşarız. Aslında böyle anlarda ne kadar önemsiz olduğumuzu hatırlamak daha yararlı olacaktır.
Bizim gezegenimiz dünyanın içinde yer aldığı Samanyolu galaksisinin bir ucundan ötekine, ışık hızıyla seyahat 100 bin ışık yılı alıyormuş. Ki, ışık hızıyla gitmemiz bir hayalden öteye gitmiyor.
Bizim galaksimizde 300 milyar yıldız olduğu düşünülüyor. Görünebilen evrende 100 milyardan fazla galaksi olduğu hesaplanmakta!
Bizim evrenimizin yaşının 13.5 milyar yıl olduğu hesaplanıyor. Dünyanın yaşı ise 4.5 milyar yıl. İnsanlığın yaşı 300 bin yıl. 300 bin yılcık!
Tarih olarak onun 10-15 bin yılını “hatırlıyoruz”.
Okyanusun içinde bir damlayız. Biraz önce söylediğimin tam tersini söyleyeceğim: İşte o yüzden çok önemliyiz.
Merak ediyoruz: O müthiş sonsuzlukta başka akıllı canlılar var mıdır?
O kadar büyük ki, herhalde vardır. Ama bilemiyoruz, büyük bir olasılıkla asla bilemeyeceğiz.
300 bin yıldır bu gezegendeyiz ve görünüş o ki, evrensel zamanda çok da uzak olmayan bir tarihte onu mahvedecek, tükenip gideceğiz.
Mezar taşı
Bu korkunç yazgı sizi rahatsız etmiyor mu?
Jeff Hawkins adlı bir bilim insanını çok rahatsız etmiş. “Daha sonra gelip bizi keşfedebileceklere bir anıt bırakalım, en azından bir mezar taşı” demiş. “10 milyon yıl sonra gelseler de, geçmişte buralarda birilerinin olduğunu anlasınlar!”
Ünlü araştırmacı, güneş enerjisiyle çalışan ve yanıp sönen ışıklarla “Biz buradaydık!” diyen bir dizi uydu düşünmüş!
“Bakarsınız iki ateş böceğinin aynı anda parlaması gibi bir tesadüf olur ve onları görürler. Aaa, bakın 10 milyon yıl önce buralarda akıllı canlılar varmış!” derler…
Ve bence, içlerinden biri sorar:
“Akıllı mı dediniz?”