Her genel seçim sonrası klasik ve alışık olduğumuz bir durumu yeniden yaşıyoruz.

Kaybedilen seçim sonrası "ne olacak bu CHP'nin hali?" film serilerinin yeni versiyonu için tasarım, fikir, eleştiri ve senaryo çalışmaları en baştan tekrar başladı.

Bir önceki seçimde yaşanan Muharrem İnce-Kemal Kılıçdaroğlu sancısı, bu seçim sonrası Ekrem İmamoğlu-Kemal Kılıçdaroğlu sancısına dönüştü.

Her şey tek bir kelime üzerinden gelişiyor. O sihirli kelimenin adı "değişim".

Bu kelime hem kulağa hoş geliyor hem de mevcut durum analizi için çok yakıştırılıyor.

29 Mayıs sabahı başlayan CHP'de değişim sesleri alakalı-alakasız her kesimden katılımcı ile bazen şirazesinden kayıp olmadık durumlara doğru yol alıyor.

Can sıkıcı, hoş olmayan durumlar da ortaya çıkmıyor değil.

Ülkemin muhalif medyası denen yayın organları gazeteci olmanın avantajı ile profesyonel CHP'lilerin yapması gereken her şeyi yapar duruma dönüştü.

Kemal Kılıçdaroğlu ile öyle bir canlı yayın izlettik ki meslek etiği açısından iletişim fakültelerini ders videosu olacak veriler sundu.

Saygı sınırlarını zorlayan, seçmen adına hesap soran, zaman zaman hesaba çekilen bir genel başkanın açıklamaları ile ortam biraz daha sıcak bir politik havada geçti.

Ben değişimin şart olduğunu savunanlardanım.

Ama değişim sadece CHP'nin genel başkanlığı koltuğu için yaşanmamalı.

Değişim halk katmanlarının her kademesinde başlayıp, özellikle de topluma yön veren kurum ve kuruluşlar ile medya şirketlerinde de yaşanmalı.

Ülke için toplu bir zihinsel dönüşüm şart. Olayı getirip günün sonunda sadece Kemal Kılıçdaroğlu'nun boynuna bağlamak işin en kolayı. Herkes o en kolayı seçip, vur abalıya deyip ortaya çıkıyor.

Kaybeden sadece Kılıçdaroğlu mu?

Bu seçimleri kaybeden-kaybettiren sadece Kemal Kılıçdaroğlu mu?

Diğer 5 lider kapsam dışı mı? Seçim dönemin en çalışkan ismi İmamoğlu da adaydı.

Kılıçdaroğlu kaybedince, İmamoğlu kazanmış mı oluyor? İmamoğlu da kaybedenler arasında değil miydi? Birinin çıkıp da İmamoğlu'na "sen de kaybettin, sen de değiş" demek hakkı var mı?

Özgür Özel de seçimin kaybedenlerinden değil mi? Sorular, sorular, içinden çıkılmaz sorular... 

Son cümle: "CHP, Türkiye için kurtuluşun ve kuruluşun partisidir. Herkes nereye aday olacaksa olsun, tarihi değerlere saygı çerçevesinde kendine bir oyun kurmalıdır..."