İzmir sanayisinin ilk yerleşim alanı, Alsancak Limanı’nın arka taraflarıdır.

TARİŞ, Havagazı Fabrikası, Elektrik Fabrikası, Sümerbank, Gomeller Yağ Fabrikası, ETAS gibi sanayi kuruluşları bu bölgenin ilk yerleşimcileridir.

Bunların her biri kent sanayi belleği için oldukça önemli varlıklardı. Kentin ve ülkenin sanayi tarihi için yaşayan müzeler olabilirlerdi.

Kullanılan teknolojileri, araç gereçleri, donanımları paha biçilemez kıymetteydiler.

Kent gibi bunlar da yağmalandı!

Havagazı fabrikasının kazanları ve işliklerindeki diğer donanımlar neredeler?

Elektrik Fabrikası, merkezi iktidarın hışmına uğramış ve üzerine çökülmeyi bekliyor!

ETAS’ın tahta destilasyon kolonlarından dünyada kaç örnek vardır acaba?

İşini bilen Belediye Başkanı, bir holdinge verdi havagazı fabrikasından istediklerini. Şimdi İstanbul’da sergileniyorlar. Oysa, İzmir’in ne güzel sanayi ve teknoloji müzesi olurdu Havagazı Fabrikası!

Bakır imbikler, tahta destilasyon kolonları, daha neler neler…

Kent alan olarak değil sadece, kültürel ve belleksel değerleriyle de yağmalanıyor.

Çocukluğunuzdan, gençliğinizden anımsayabildiğiniz kaç bina hâlâ saklamaktadır anılarınızı?

Bugünkü Karataş Lisesi’nin yerinde eski bir Rum evi olan Karataş Orta Okulu vardı. Okulun bahçesi denizin kıyısında ve kumsalla bütünleşikti. Karakteristik bir Rum eviydi ve civarındaki yapılarla uyumluydu. Neyse yıktılar da kurtuldular bu Rum mimarisinden. Yerine tek tip okul projesine uygun liseyi yaptılar.

Orta okul anılarımız da yok edilmiş oldu böylece. Sadece bahçede duran ve resim öğretmeni İsmail Hakkı Öcal’ın yaptığı Atatürk heykeli kaldı orta okuldan geriye.

Okullar demişken her birinin çocuklarımızdan çalınmış bahçelerinin kutsal otomobiller için otopark yapıldığını anımsayalım. Gelirleri mi? Yöneticilere emanet.

Konak’taki Sarkışla, Adliye binası, tütün işleme ve depolama binaları da yıkıldılar. Şimdiki Konak katlı otopark alanındaki cezaevine de kıydılar tabii…

Basmane yıkılıp gider. Kültürpark’ın başını yiyecekler, hazırdalar. Kemeraltı iştahlı sermayedarları harekete geçirdi bile.

Atanan olsun seçilen olsun plansız programsız, aklılarına ve egemenlerin çıkarlarına göre kenti lokma lokma yok ettiler. Yok etmeğe ve el koymağa devam ediyorlar.

Sanayi Devrimini kaçıran, gerçek anlamda burjuvazisi ve proletaryası ile aydınları olmayan göçebe ve köy kültürlü toplumun kenti de böyle bir şey oluyor işte.