Konak’ ta şimdi katlı otopark olarak kullanılan yerden Buca’ya taşımışlardı cezaevini.
Zamanla o da kentin en kalabalık ve işlek yerinde kaldı. Yeni yerlerine taşımak gerekliydi, öyle de oldu.
Boşaltılan cezaevi “Özgürlük ve Yaşam Müzesi” yapılabilirdi pekâlâ.
Buca Cezaevi’nde 12 Eylül döneminde TARİŞ’te çalışan ve 20’li yaşlarında olan Seyit Konuk, Necati Vardar ve İbrahim Ethem Coşkun, 1 Mayıs 1981 tarihinde idama mahkum edilip 13 Mart 1982 tarihinde idam edildiler.
Devrimci Yol üyesi İlyas Has ise askerî mahkemedeki yargılanması sonucu 18 Ocak 1982 tarihinde idam cezasına mahkûm edilerek, 7 Ekim 1984 tarihinde Buca Kapalı Cezaevi’nde idam edildi.
Türkiye’de son idam edilen kişi olan Hıdır Aslan da Buca Cezaevi’nde kaldı. Şubat 1980’de yakalanan Hıdır Aslan, Devrimci Yol üyeliğiyle suçlanarak İzmir Buca Cezaevi’ne gönderildi. 4 yıl cezaevinde kalan Hıdır Aslan, 25 Ekim 1984’te 12 Eylül faşist darbesinin ardından ANAP iktidarında Turgut Özal başbakan iken Burdur Cezaevi’nde idam edildi.
İran İslam Cumhuriyeti başkenti Tahran’ın orta yerinde İbretlik Müzesi vardır. Şahlık döneminde de İmam Humeyni döneminde de işkencehane olarak kullanılmıştır. Şimdilerde ise müze haline getirilerek uygulanan işkenceler ve insanlık dışı uygulamalar ziyaretçilere anlatılmaktadır.
Karanlık odalar, özel işkence odaları, işkencelere dayanamayanların binadan atlayarak intihar ettikleri avlu çok karmaşık duygu ve düşüncelerle gezilip görülmektedir.
Neden böyle bir müze düşünülmedi acaba? Ne dersiniz?
Betonun imparatorlarınca konut alanı, AVM yapılmak istendi önce. Sonrasında eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından açılan ve kazandığı dava sonucunda mahkemece yeşil alan olmasına kesin karar verilmiş oldu.
Buca ve İzmir rahatlamıştı. Hem Kültürpark’ a hem Buca Cezaevi alanına saldırı vardı. Direniyordu bilinçli insanlar. Kentin değerlerini ve belleğini korumaya çalışıyorlardı.
Ancak gelin görün ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı değişmişti. Yeni başkan, Truva Atı mıydı? Mahkemede kazanılmış hakkın gerisinde bir teklifle Buca Cezaevi arazisinin yarısının AVM ve konut yapımı için verilebileceğini dile getirmişti.
Halk direnmiş, eski Başkan Tunç Soyer duymuş ve isteğin gerçekleşmesini sağlayacak yargı kararının oluşmasını gerçekleştirmişken…
Neden bu mahkemede kazanılmış haktan vazgeçmek, geri adım atmak? Halkın ne çıkarı olabilir ki bunda?
Halk yeşil alan istiyor. Buca beton çölüne döndürülmüş. Yollar asfalt her taraf bina bina bina…
Bucalılar, Buca Cezaevi Platformu’nu oluşturmuşlar. Birçok dernek bir araya gelerek direniyorlar. Desteklerinize gereksinimleri var bu özverili, çalışkan insanların. Desteklerinizi esirgemeyin ve siz de haykırın, Buca Cezaevi alanı yeşil alan olsun, Özgürlük ve Yaşam Parkı olsun diye.
Yoksa beton çölünde yaşamaya mahkum edileceksiniz.
Oraya AVM ve konutları yapanlar da bu cehennemden elbette yurtdışındaki başka ülkelerde cennet gibi yerlerde yaşamaya gidecekler.