İBB’ye yapılan son operasyonla cezaevlerindeki koşulların ölümcül olabileceğini tüm ülke öğrendi.
Kötü koşullarda tutulan ağır kalp ve tansiyon hastası Mahir Polat derhal salıverilmelidir. İnsanlık, hukuk ve adalet bunu gerektirir.
Türkiye cezaevlerinde yatanlar, etkileri mahkumiyet sonrasına taşınan sağlık sorunlarına da mahkum edilmiş oluyorlar. Tabii sisteme karşı gelenler, politik direnişçiler başta olmak üzere bu olumsuz koşullarda çektirilmektedir cezalar.
İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi her hafta cumartesi günleri saat 13.00’de Konak’ta eski Sümerbank önünde bu nedenle basın açıklamaları yapmaktadır.
Bunu ne İzmir ne de ülke duymaz, duyamaz. Saklanır, gizlenir, üstü örtülür. Tutukluların ne koşullarda ceza çektikleri bilinsin istenmez egemenlerce.
Oya ne kanser hastaları vardır cezaevlerinde. Kalp, tansiyon, şeker hastalarının sayısı o kadar çoktur ki!
Ne doktor ne hastane ne de uygun bir tedavi yönteminden yararlanabilmeleri mümkün değildir.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün web sayfasında sayılarını bulabilirsiniz. Dikkatinizi çekecektir mutlaka, yıllar itibarıyla suç sayısı da mahkum sayısı da hızla artmaktadır.
Yönetimlerin ahlakı tüm ülke halkına yayılınca ve sistem bunun böyle olmasını istedikçe böyle devam edecektir.
Siyasal görüşleri kadar etnik kimlikleri nedeniyle de bu zulümlere uğrayanlar vardır. Özellikle bu mahkumların ancak ölüsü çıkabilir cezaevlerinden.
Mahir Polat’ın sağlık sorunlarına rağmen cezaevinde tutuluyor olması kamu vicdanını rahatsız etti. Çünkü duydular ve öğrendiler olumsuz koşulları.
Bu koşullar ve eziyetler, işkenceler özellikle siyasal mahkumlara dayatılmaktadır. Uluslararası hukuk normlarına, insan haklarına aykırı cezalar yaptırımlar son bulmalıdır!
Bu tutuklu ve hükümlülerin de sesleri duyulmalı, varlıkları ve hakları fark edilmelidir.
“Kurtuluş yok tek başına…” diyorsanız onlarla da birlikte olun ve onların haklarını almalarını sağlayacak eylemlerde bulunun.
O zaman hep beraber kurtuluşumuz başlayacaktır!