İzmir'de sporla iç içe büyümüş biri olarak, bu şehrin kulüplerine dair içimde hep bir hüzün ve umut karışımı his taşırım. Türkiye'nin en köklü takımlarından bazılarına sahip olan bu güzel şehir, spor kültürüyle var olmuş, ama bir türlü hak ettiği yere gelememiştir. Göztepe, Altay, Karşıyaka, Altınordu, İzmirspor, Bucaspor… İsimleri bile insanı heyecanlandırıyor ama ne yazık ki, başarıları bir türlü sürdürülebilir olmuyor.
Peki, neden? İzmir neden İstanbul'un, hatta zaman zaman Anadolu'nun diğer şehirlerinin gerisinde kalıyor? Bunun birkaç nedeni var ama bana göre en önemlisi, bu kulüplerin yıllardır plansız yönetilmeleri. Sürekli değişen yönetimler, finansal istikrarsızlık, tesisleşme eksikliği… Saymakla bitmez. Ama bu kısır döngüden çıkmak için bir şeylerin değişmesi şart.
Son yıllarda özellikle Göztepe'nin Süper Lig'e yükselişi, ardından düşüşü ve şimdi yeniden ayağa kalkma çabası, Altay’ın dramatik düşüşü, Karşıyaka’nın uzun yıllardır hasret kaldığı üst lig özlemi ve Altınordu’nun altyapıdaki devrimci ruhuna rağmen istikrarlı bir başarı yakalayamaması... Bunların hepsi aslında bize İzmir futbolunun bir türlü düzene giremediğini gösteriyor.
Ancak yine de umut var. İzmir, Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biri ve potansiyeli devasa. Bugün kulüplerin en büyük sorunlarından biri tesisleşme. İZVAK’ın (İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı) önderliğinde bu konu gündeme geliyor ama somut adımlar atılmadan ilerleme kaydetmek zor. Belediyenin destekleri önemli ama tek başına yeterli değil. Kulüplerin kendi ayakları üzerinde durabileceği sağlam bir ekonomik model geliştirmesi gerekiyor.
Ayrıca altyapı konusu… Altınordu’nun başlattığı sistem aslında harika bir örnek ama tek başına yeterli değil. İzmir’de genç yetenekleri spora kazandıracak projeler daha da artırılmalı. Bugün İzmir’den çıkan oyuncuların büyük çoğunluğu başka şehirlerde kariyer yapıyor. Neden İzmir’in yetiştirdiği futbolcular, bu şehrin takımlarını ayağa kaldırmasın?
Bütün bunları düşündüğümde, içimdeki hüzün umuda dönüyor. Çünkü İzmir futbolu ölmedi, sadece doğru yönetilmeyi bekliyor. Bir gün, bu şehrin sokaklarında tekrar Süper Lig’in, Avrupa kupalarının heyecanını yaşadığımız günleri göreceğimize inanıyorum. Yeter ki gerçekten isteyen, planlı hareket eden ve sürdürülebilir projelerle gelen yöneticiler olsun. İzmir’in spor potansiyeli var, ama bunu değerlendirmek bizim elimizde.