Türkiye'de Haziran ayında erkekler, 32 kadını öldürdü. 41 çocuğu istismar etti. 30 günün sonunda erkekler, 89 kadına şiddet uyguladı. 27 kadını taciz etti. 24 kadın yine erkekler tarafından seks işçiliğine zorlandı. Bu rakamlar sadece geçen aya ait ve resmi kayıtlara geçen olaylar. Adli kayıtlara geçmeyen onlarca olayı şimdilik bilmiyoruz. Toplumsal şiddetin kadına yönelik bölümü yıllardır ülkemizin kanayan yarası. Nedeni her ne olursa olsun, önüne geçilmesi ve durdurulması konusunda büyük sıkıntı yaşıyoruz. Muğla'da Pınar Gültekin olayında olduğu gibi vahşice cinayetler işleniyor. Kadın cinayeti haberleri medyanın ana haberleri arasında yer almaya devam ediyor. Toplumsal şiddetten en büyük payı kadınlar alıyor. İşin garip yanı bu saydığımız durumlar büyük kentlerimizde daha fazla yaşanıyor. Ya da büyük kentlerde yaşanan olumsuzluklara daha yakından şahit oluyoruz. Var olan yanlışlıkları çözüm getirmede devlet ve toplum olarak yetersiz kalıyoruz. İstanbul Sözleşmesi gibi kadın şiddetine ön alan anlaşmaları ise yürürlükten kaldırıyoruz.

EN YAKIN ÖRNEK KADIN ESHOT ŞOFÖRÜNE SALDIRI!

Bu yazıyı yazdıran neden İzmir'de yaşanan bir saldırı girişimi. Kısacası bir şehir magandasının yarattığı olumsuz tablo. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan kadın otobüs şoförleri şehir yaşantısında büyük fark yarattı. Büyük çoğunluk direksiyondaki kadın şoförlere büyük sempatiyle yaklaşıyor. Bu yaklaşımın tam tersinden şiddete götürecek olaylar da yaşanıyor. İzmir Alsancak'ta durak dışı yolcu almadığı için kadın otobüs şoförüne önce sözlü sonra da fiziksel şiddet uygulanıyor. Şoför koruma kabininin camları kırılıyor. Toplumsal ruh sağlığımız konusunda daha önce yazılar yazmıştık. Ama son dönem ruh sağlımızdaki bozulma en yüksek noktalara çıktı. Toplumun dinamiklerini bozan nedenler her neyse bunlara karşı önlem alınmalı. Cennet anaların ayağının altındadır deyip, kadınlarını öldüren başka toplumlar var mıdır çok merak ediyorum.

Son cümle: Her konuda olduğu gibi kadın şiddetine dur diyebilmek için en büyük tedbir aile içi eğitim. Ardından toplumsal eğitim. Unutmamak gerekir, her kişiyi bir anne doğuruyor.