Öyle bedbaht bir durumdaydılar ki; yeri geldi sofrada yiyebilecekleri bir lokma ekmekleri bile yoktu. Çoluk çocukları perişan olmuştu. Uçan kuşa borçları vardı. İcra memurları sokakta cirit atıyordu.
Aileler dağılıyor. Mus mutlu yuvalar bozuluyordu. İntiharlar, cinayetler, telafisi mümkün olmayan zararlar gittikçe artıyordu. Toplumun ekonomik, psikolojik ve sosyolojik yapısı ağır darbeler alıyordu.
Düzen başını boş koymuş ve beraberinde merdiven altı örgütlerin insanların üzerinde onurlarını zedeleyecek kadar ağır senetlerin üremesine neden olmuştu. İnsanların eşinin, dostunun yüzüne bakabilecek durumu dahi kalmamıştı.
Bu paralel güç odakları zenginliklerine zenginlik katıyor ve her yıl gazetelerde vergi rekortmenlikleri manşetleri süslüyordu. Renkli hayatları, karanlık ilişkileri, korku imparatorlukları öylesine artmıştı ki sanki dünya’ya güneş onların sayesinde doğuyordu.
Ve an geldi kumarhaneler kapatıldı.
En güzide ve vergi rekortmeni iş adamları vergi kaçırdıkları ve kara para aktardıkları için göz altına alındı. Çoğu yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. Mafya ve suç örgütü çeteleri oldukları, insanlara rızası dışında imzalar attırıp borçlandırdıkları sebebi ile birçok örgüt çökertildi. Haklarında onlarca yıllık iddianameler hazırlandı.
Keser döndü,
Sap döndü,
Gün geldi,
Devran döndü…
Şimdi yukarıdaki hikayeyi anlatmamın sebebi çiftçilerimizin her yıl oynadığı kumarın da önüne geçilmesidir.
Durumları yıllar önce kumarhanelerin kapatılmasının sebebi ile aynıdır.
Arpa, buğday, mısır yetiştiriciliği kumarı,
Domates, biber, patlıcan yetiştiriciliği kumarı,
Pamuk, pancar, tütün yetiştiriciliği kumarı,
Pırasa, kereviz, ıspanak yetiştiriciliği kumarı,
Fasulye, barbun, börülce yetiştiriciliği kumarı,
Vb. derken bir sürü çiftçi, atadan deden kalma arazilerini, traktörlerini, hayvanlarını icralık etti.
Bir kısmı borçlarını Çin setti gibi bir taksitle, Everest tepesi gibi bir faizle ötelediler.
Artık bankalardan kırmızı çizgi yiyenler ise tefecilerden borç almaya başladılar.
Çiftçilerimizin mus mutlu yuvaları dağıldı. Elektrikleri kesildi. Tarlaları satıldı. Ocakları söndü. Hayvanları kesildi. Traktörleri icralık oldu. El yüzüne bakacak halleri kalmadı. Öyleki çiftçi çocuklarına kız verilmez oldu. Çiftçilikle uğraşanlar hor görülür, küçümsenir oldu.
Çiftçimiz bu durumda iken çiftçimize mal satan sanayici ile malını alan tüccarlar kumarhane sahipleri gibi zenginliklerine zenginlik kattılar.
Tarlaları da kumarhaneler gibi kapatın olsun bitsin bu iş.
Siz sağ, çiftçi selamet elbet bakarlar bir çaresine…
Keser döner,
Sap döner,
Gün gelir,
Devran döner…