Küçük bir kız çocuğu

Sokaklarda oynayacak, salıncağa binecek , o güzel saçlarını savuracaktı…
O da her çocuk gibi ben büyüyünce şu meslekten olmak istiyorum diye hayalini anlatacaktı
Zamanın en acı acımasız dönemine denk geldiğinden habersiz
Oysa , başını okşayacak bir anneye ne kadar da muhtaçtı…

Kim bilir
Belki çığlıklarını ,
Sesini duyurmak istedi ama yapamadı .
Daha çocuk tertemiz bir melek
İsmi ne kadar naif geliyor kulağa öyle değil mi ?
Narin.

Böyle güzel isimlerin kaderi hep aynı mı olur ?

Ah güzel kızım …

Yaşatamadık seni ama en kötüsü de ne biliyor musun bu cinayetin hesabını soramayacağız .

Birileri gelecek takım elbise giyecek , birileri para karşılığında mahkemede vicdanını satacak üstünü
kapatacak .

O karanlığın , o çaresizliğin altında ezileceğiz .
Türkiye’nin gündemine yer etmiş bir çocuk buna benzer onlarca binlerce sesini duyurmak isteyip
duyuramayan olaylar varken .

Olaylar içimizi acıtırken, her gün başka bambaşka ifadeler ortaya çıkarken …

Biz sadece birini, bir kaçını duyuyoruz görüyoruz .

Üstelik 8 yaşındaki bir çocuğun ölümü hepimizin yüreğini dağlarken tabutun üzerine bir önlük, bir
kitap yerine gelinlik koyuluyor .

Tüylerim ürperiyor hala böyle zihniyetin varlığına , bu cehalete , köylünün, aile içindeki bu
vicdansızlığa , bu sessizliğe …

Nasıl susturdular o sesi ?
Bir çocuğun ölümünü göre göre,
bile bile nasıl olur da bu kadar canice sessizliğe bürünebildiler?

Adaleti aradığımız ,
Vicdanın yoksun kaldığı bir yerdeyiz .

Başka Narinlerin ölmediği bir günde buluşmayı isterim ama bu ilk değil böyle giderse sonda
olmayacak

İnsanlığımıza ,gerçek bir adalet , susturulmayacak bir vicdan lazım