Türkiye'de arka arkaya yapılan seçimler artık vatandaşta çok heyecan yaratmıyor. Yerel seçimlere çok kısa bir zaman kala şehirler henüz seçim havasına girebilmiş değil.
Gerçi gelişen teknoloji ile birlikte artık seçim çalışmalarının büyük bölümü dijital medyaya kaymış olsa da klasik yöntem hala geçerliliğini koruyor. Belediye başkan adayları özellikle örgütlü olan topluluklara ziyaretlerini sürdürüyor. Hemşeri dernekleri ziyaret edilme de her seçim olduğu gibi yine popüler durumda. Esnaf ziyaretleri çalışmaların en önemli parçası. Selam vermek, selam almak yüz yüze iletişim sanırım bizim ülkede vazgeçilmeyen bir unsur olarak seçimler boyu devam edecek. Partiler adaylarını büyük ölçüde belirledi ve sahaya sürdü. Belki İzmir'de heyecanı kıran ana unsur, İzmir'de özellikle belirli ilçelerde CHP hakimiyetinin olmasından kaynaklanıyor. CHP dışındaki adaylar için seçimi kaybedeceğini bilerek seçim çalışması yapmak kadar kötü bir durum sanırım olamaz. Heyecanın dozu düşükse ben bunu biraz da görünen sonuçtan kaynaklandığını düşünüyorum. Ülke olarak daha çok İstanbul seçimlerine kilitlenmiş durumdayız. İstanbul'dan sonra biraz da Ankara ve Mansur Yavaş konuşulsa da İzmir özellikle büyük medya kuruluşlarında haber anlamında heyecan yaratmıyor.
Seçim vaatleri!
Özellikle takip ediyorum adayların seçim vaatlerini nedir diye. Ama birçok belediye başkanı proje olarak net bir şey söylemiyor. İyi yöneteceğiz, birlikte yöneteceğiz sözleri dışında kentlerin sorunlarına dönük ciddi öneriler ortaya konamıyor. Ulaşım indirimi ve su indirimi benim duyduğum en önemli seçim vaatleri. Başka şehirlerde gençlere çorba vaadi de var. Şöyle de bir gerçek var. Seçmen genelde adayların kendi şehri ve ilçesi için ne yapacağı konusunda pek ilgilenmiyor. Yerel seçimler uzun zamandır Türkiye'de genel seçim havasında geçiyor. İsim bazında belediye başkanı seçen çok az ilçe var. Partisine bakmaksızın adaya oy veren seçmen kitlesi henüz çok oluşmadı. Hani klasik bir söz vardır seçim öncesi. Adaya bakıp oy vereceğiz. Hiç öyle olmuyor. Parti gösteriyor, eleştirsen de kızsan da gidip partinin o adayına oy veriyorsun.
Son cümle: Belediye başkanlığı profesyonel bir meslek değil. Okulu yok. Ama halktan yana halk için çalışanlar efsane başkan oluyor. Diğerleri eski başkanlar listesinde internet sayfasında kalıyor...