Önce İsmail Saymaz, ismini vermek istemeyen İYİ Partili bir yöneticinin “Bizim partide Kılıçdaroğlu’nu sevmeyen yok ama Alevi olduğu için kazanamayacağımıza dair algı var” mealindeki sözlerini halktv.com’tr’de yazdı.
Sonra; İYİ Parti Ankara Milletvekili Halil İbrahim Oral, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasının, seçimleri kazanması önünde engel olduğunu iddia etti.
Oral, partisi tarafından disipline verildi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hem Kemal Kılıçdaroğlu’ndan hem de incinen herkesten özür diledi.
Son 20-30 yıldır, belki de ilk defa bir genel başkan, başka bir genel başkandan özür diledi.
Hem de iki kez diledi.
İYİ Parti kuruldu kuralı, Akşener’in yaptığı en güzel, en anlamlı çıkış bu.
“Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir”*
**
Gelin; şerden hayır çıkaralım.
Gelin; bu özrü büyütelim.
Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle toplumun bundan önce incitilmiş, ötekileştirilmiş tüm kesimleriyle ‘helalleşmek’ üzere çabalar sarf edelim.
Toplumun tüm kesimleriyle helalleşelim ki, toplumu kutuplaştırmak ve saltanatlarını sürdürmek için şeytanın aklına gelmeyecek yöntemler deneyen bir avuç bezirgânla hesaplaşalım!
Elektrik faturalarını ödeyemeyen farklı siyasi görüşlerden tüm yurttaşlarla kucaklaşıp, halkı bu denli yoksullaştıran saray avenesine keselim faturayı!
Geleceğinden kaygılandığı için yurt dışına gitmeyi bile düşünen milyonlarca gencin elinden tutup hayallerimizi ortaklaştıralım. “Bir yere gitmiyoruz ve biz kazanacağız” diyerek, ortak geleceğimizi çalanların uykularını kaçıralım.
“İlaç mı alayım, çocuğun ayakkabısını mı?” diye gözleri dolan anneden; babası yoksul olduğu için okulu bırakan pırıl pırıl gence kadar… Hatta sokak röportajında “Pahalıysa su da içme, evden çıkarken bir bardak iç, dışarıda su alma” diyen o dayıya kadar…
Tüm bu yaşadıklarımızın kader olmadığını anlatalım bizim gibi olanlara. Yani yoksullaştıkça yoksullaşan, farklı inanç, siyasi görüş, yaşam tarzından milyonlara…
İncinsek de incitmeyelim!*
**
“Bir çivi bir nalı; bir nal bir atı, bir at bir yiğidi, bir yiğit memleketi kurtarır. O yiğit benim” diyen, kendini tek adamın karşısına yeni bir tek adam, halkın karşısına süperman olarak koyan egolu bir aday daha aramayalım.
“Kibir, bele bağlanmış taşa benzer, onunla ne gidebilir, ne de havada uçabilirsin” *
“O yiğit hepimiziz, kurtulursak beraber kurtuluruz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” diyecek olanın etrafında toplaşalım bu seçimde. Ama kazandıktan sonra, onu da yetkisizleştirecek kadar kontrolü halkta tutan bir birliktelikle…
Gel güzel kardeşim; ne dinine mezhebine etnik kimliğine bakalım bu kez, ne de ‘karizmatik’ duruşuna; ‘süslü’ cümlelerle tek adama ‘laf sokma kabiliyetine’…
**
Sevgili okur; tek adamın kolay lokma sandığı Kılıçdaroğlu değil, sensin!
“Bu Alevi, bu Tuncelili derim, soyunu sopunu gündem eder, halkı birbirine düşürürüm, yine kazanır, saltanatımı sürdürürüm” diye seni, beni, bizi, hepimizi… Ay sonunu geçtim artık, ayın ilk haftasını geçiremeyen milyonları kolay lokma sanıyor!
İnan, yanılıyor!
Mezhepleri, kimlikleri, inançları, yaşam tarzlarını değil de; daha esaslı sorunları konuştuğumuzda, koltuk altından kayıyor; memleketi bu hale getirenlerin uykuları kaçıyor.
Bu defa; tek adamın yerine ‘yeni bir tek adam’ haline gelmeyecek; tüm yetkileri bir kişide toplayan koltuğu tepip atacak, yeniden ‘çok ses, çok renk, çok nefes’ diyen, ben yerine ‘hepimiz’ diyen; ‘hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek’ diyen, boğazından haram lokma geçmemiş birini seçelim.
**
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, büyük bir helalleşme; tüm ön yargıları bir kenara bırakan kocaman bir kucaklaşma; küçük azınlığın zevki sefasını değil, milyonların refahını önemseyen yeniden bir yapılanma için yola çıkıldığına ikna edersek…
Ve amasız-fakatsız toplumun tüm kesimlerini; Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Sağcı-Solcu demeden herkesi; hem de ‘el alem ne der’ demeden çağırırsak bu yolculuğa…
İnan, bu kez mutlaka biz kazanacağız!
Yoksa zaten; böylesine karanlık bir devri bitirecek zafer, bir adayın süslü cümlelerine, seçmenin bir kısmının geri duyguları nedeniyle soyu-sopu-mezhebine kaldıysa…
Batsın, öyle ‘zafer’ sanılan zafer!
**
Biz kazanacağız!
“Çalışmadan geçinenler, bizden değildir” *
Ama öyle sadece seçimleri değil!
Toplumun tüm kesimlerini, gençlerin umutlarını, yepyeni bir yüzyılı, geleceği biz kazanacağız.
“Murada ermek, sabır iledir.”*
Başka çaremiz yok! Buradayız kardeşim!
Varsıllar, yüz yıl önce olduğu gibi paralarını da alır kaçarlar. Biz farklı görüş ve inançlardan yoksullar, yine burada kalırız baş başa. Başka çaremiz yok, ya gerçek-esaslı bir seçim zaferi ile yeni olanın yolunu açarız; ya da biz nerede hata yaptık diye kafa kafaya verip düşünürken bize mezhep soran varsıllar Avrupa’da çoktan yeni hayatlar kurmuş olurlar.
**
Muğlak kalmasın: İsmi geçen adaylar içerisinde kazanacak aday Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Doğru aday Kemal Kılıçdaroğlu’dur. O koltuğun büyüsüne kapılmayıp tepecek, yetkileri devredecek aday Kemal Kılıçdaroğlu’dur!
“İnsanın kemali, ahlâk güzelliğidir” *
**
Yazının bu son kısmı içine sinmediyse, lütfen bir daha oku!
Sonra; “Her ne arar isen, kendinde ara.”*
*Hacı Bektaş-i Veli