İzmir geçen hafta Türkiye ekonomisinin fikir başkentliğini yaptı desek sanırım yanlış olmaz. Dünyaca ünlü isimler, İzmir'de yapılan kongrede görüşlerini sundu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği "İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi" her görüşten bilim insanlarını İzmirlilerle buluşturdu. Her oturum ders kitabı niteliğindeydi. Sadece ekonomistler yoktu kongrede. Deprem bilimciler, sosyal bilimciler, siyaset bilimciler ve hepsinden önemlisi halk vardı. Ben tüm konuşmalardan günümüz sorunlarına reçete olarak tek bir cümle çıkardım. Ekonomik refahın temeli bağımsızlık, özgürlük, hukuk ve adalet. Bu kavramlar yoksa sağlıklı ekonomik bir sistemden söz etmek mümkün değil. Kongrede yapılan konuşmaları Youtube üzerinden izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Ben 100 yıl öncesine dönmek istiyorum. İzmir kurtulalı 5 ay olmuş. Özgür bir ülkeyiz. Cumhuriyet'in ilanına daha 8 ay vardır. Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları yeni bir devlet kurmanın çalışmalarını büyük hızla yapmaktadır. Savaştan yeni çıkmış, ekonomisi sıfır olan bir ülkenin yeniden ayağa kalkması için yapılacak kongrede yer olarak İzmir seçilmiştir.
İzmir'in tarihi misyonu!
İzmir bu ülke için sadece kurtuluşun şehri değildir. İzmir İktisat Kongresi'yle siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızın temellerinin atıldığı önemli bir merkezdir. Çiftçi, tüccar, sanayici ve işçi sınıfından oluşan bin 135 delegenin katıldığı kongrede ülkenin geleceğini temin edecek "Misak-ı İktisadi Esasları" kabul edildi. Bu kararların ardından ülke şantiye alanına dönmüş, ardı sıra fabrikalardan dumanlar yükselmeye başlamıştır. Özetle, karma ekonomi modelinin ortaya çıkmasıyla özel sektör devlet tarafından ortaya çıkarılıp desteklenmiş ve kurulan milli bankalarla birlikte kredi ortamı oluşturulmuştur. Bir çoğu günümüze kadar gelen bu fabrikalar yıllarca ülke ekonomisinin omurgasını oluşturmuştur.
Son cümle: Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılına giriyor. 100 yıl sonra İzmir'den yeniden ekonomi meşalesi yakıldı. Şimdi yeniden değişim zamanı...