Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü; 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararı ile ilan edilmiştir.
BM tarafından farkındalığı artırmak için sembolik bir renkte belirlemiştir o renkte Turuncu …
Kadınlar için daha aydınlık gelecek mottosuyla turuncuyu seçerler.
Rengin canlılığına bakın “ Ben buradayım “ diyor.
Beni fark et diyor.
Sloganlar da ise “Dünyayı Turuncuya Boya” kadına şiddete son şeklinde vurgulamıştır.
Oysa bizler;
Yazıyoruz, çiziyoruz, konuşuyoruz şiddete dur demenin bin bir türlü yollarını deniyoruz.
Yönergeler , yasalar , kanunlar diyoruz.
Kadınlar ölmesin diyoruz.
Şiddet olmasın istiyoruz.
Şiddet gören her bir kadının sesi olmak istiyoruz.
Kadına yönelik şiddet; Gerek kamu, gerek özel sektör olmak üzere meydana gelen fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan kadının zarar görmesine onurunu kırmaya yol açar.
Birleşmiş milletler komitesi verilerine göre her üç kadından birinin yakın partneri tarafından şiddete maruz kaldığını görüyoruz.
Yapılan farkındalık kampanyaları ile bunların önüne geçmek istesek de ne yazık ki yeterli değiliz. Verilen kararların 6284 sayılı kanunun önemini bir kez daha vurgulamak isterim.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadın haklarının korunması ve geliştirilmesine katkı sağlayacak çalışmalara ışık tutacak izler bırakmayı ve bunlara son verecek zamanları temenni ederim .
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ile kadına yönelik şiddetin son bulduğu ve hak ve özgürlüklerden yararlanma noktasında cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir dünya diliyorum.