Ekonomik sıkıntıların toplumun tüm katmanları etkilediği bugünlerde özellikle çalışanlar 2022 Asgari Ücret konusuna kilitlendi. Bu yıl beklenti büyük. Emeği ile çalışanlar rekor zam bekliyor. Hükümetten yapılan açıklamalar bu beklentiyi daha da arttırdı. Asgari Ücrete enflasyonun üstünde bir zam yapılması özellikle sendikaların en büyük isteği. Türkiye’de çalışanların büyük bölümü Asgari Ücret üzerinden maaş alıyor. Nedir Asgari Ücret? Asgari ücret, “işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullara göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücrettir” Bu yönüyle asgari ücret insanın yaşaması ve varlığını sürdürmesi için gerekli gelir kaynağı olarak ifade ediliyor. Burada kilit cümleyi, “insanlık onuruyla bağdaşacak ücret” ibaresi oluşturuyor. Asgari Ücretin belirlenmesinde belirli ekonomik göstergeler dikkate alınıyor. En önemlisi enflasyonun güncel durumu. Yetkili kurumların açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırları büyük öneme sahip. Ekim 2021 tarihi itibariyle Türkiye’de açlık sınırı 3 bin 93 TL, yoksulluk sınırı da 10 bin 75 TL olarak açıklandı. Bu rakamların altında gelirleri olanlar açlık ve yoksulluk tehdidiyle karşı karşıya.
ASGARİ ÜCRET VERGİDEN MUAF OLSUN
Asgari Ücreti bir komisyon belirliyor. Komisyonda hükümet, işçi ve işveren temsilcileri bulunuyor. Asgari Ücret Komisyonu’ndan çıkan kararı hükümet onaylıyor ve piyasalar bu rakam üstünden maaş ödemesi yapıyor. Aslında burada iki önemli aktör var. İşveren olarak maaş ödeyen patronlar ile emeğini ortaya koyan işçiler. Devlet bu iki kesim üzerinden vergi alan kurum durumunda. Asgari Ücret üzerinden işveren de işçi de devlete vergi ödüyor. Bundan dolayı Asgari Ücret brüt ve net olarak açıklanıyor. Patronların büyük yara aldığı pandemi döneminde net bir isteği var. İşverenler, hükümetten vergi isteğinde bulunuyor. Odalar, dernekler ve işveren toplulukları yaşanan sıkıntılar göz önünde tutularak “Asgari Ücretten vergi kaldırılsın” talebinde bulunuyor. Bu haklı istek hem işvereni rahat nefes aldıracak hem de işçinin daha fazla maaş almasını sağlayacaktır. Sonuç olarak maaşı ve vergiyi ödeyecek işverenlerdir. İşverenleri bu ücretleri ödeyemez hale getirmek iş gücünün azalması ve üretimin azalması anlamına gelecektir. Zor günlerde devlet aynı anda ana ve baba olmak durumundadır.
Emeğe ve işçiye verilen her bir lira bu ülkeye verilmiş ücrettir. Bu bir çarktır. İşçi kazanacak gıdaya, eğitime, sağlığa harcama yapacak ekonominin çarklarını çevirecektir. Bu çarkın sağlıklı dönmesi iyi bir ekonomi yönetimi ile mümkün oluyor.
Son cümle: Emek en yüce değerdir. Emeği yaratan işçilerdir. Karşılığını vermek asgari düzeyden kurtulup zenginleşmiş bir Türkiye görmek en büyük hayalimizdir…