Bir adım dahi geri adım atmayarak mevcut durumunu koruyor. Gidebildiği yere kadar gidecek, bisiklet gibi, dursa düşecek. Biraz esnese etrafında kimse kalmayacağına inanıyor olabilir.
Hızla, kendisi ve ailesinin menfaatlerine sonsuz hizmetten ibaret bir rejim yaratıyor. Bisiklet mi dedim; freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor.
‘Tanımıyor’ ve ‘saygı duymuyor’… Karşısında duran hiç kimseye nefes aldırmamayı yöntem olarak belirlediği kesin.
Eli kuvvetli, imkânı bol… Ancak mızrak da çuvala sığmıyor.
***
‘Tek adam’ , ‘O adam’ rejimine karşı mücadelede hamlelerin en açık yapıldığı evredeyiz. Sadece ‘O’nun mu, mücadele edenlerin tarafının da bir adım gerisi uçurum.
Nereden geri basmıyorsa, işte tam da oradan omuz vurmaya devam etmekten başka çaremiz var mı? Ha, devirmek için değil, can havliyle ayakta kalmak için…
İnsanca yaşamak için falan da değil, düpedüz ‘yaşamaya devam edebilmek’ için…
***
Mesela Cerattepe düşmemeli.
Can Dündar ve Erdem Gül’ü vermemeliyiz. Açık ve net.
17-25 Aralık’ı hafızamızdan sıfırlamamalıyız.
Ensar’ı dahil, vakıflarının kirli çamaşırlarının kokusuna alışmamalıyız.
Mesela; kıdem tazminatı hakkımızı yedirmemeliyiz.
Bir gazete ya da televizyonun daha kapatılmasına fırsat vermemeliyiz.
Sokağa çıkmanın yasaklandığı ilçelere ve bir diğerinin nerede patlayacağına dair hiçbir fikrimizin olmadığı bombalara, genç tabutlara ve el tabutta atılan hamasi nutuklara alışmamalıyız.
Soruşturmalar, görevden uzaklaştırmalar vs.’ye sıra bize gelmeden karşı durmalıyız. Mesela İzmir’de Bahri Akkan öğretmene yapılanı kendimize yapılmış saymalı, çok değil, birkaç hamle sonra zaten sıranın bize geleceğini bilmeliyiz.
Şeytanın kulağına kurşun; mesela olur da yasaklanırsa, 2016 1 Mayıs’ında yasağı falan tanımamalıyız.
Liste uzun.
**
ABD yönetiminin emri ile Türkiye’deki bini aşkın sivil Amerikalı, geçtiğimiz gün Türkiye’yi terk etti.
Bilal oğlan da yurt dışında zaten…
Vizontele’nin çok sevdiğim repliğini hatırlıyorum sık sık: “İnsan memleketini niye sever? Başka çaresi yoktur da ondan”
Gidecek yerimiz yok.
Bizim için de bir adım daha gerisi yok.
Başka çaremiz yok! Buradayız kardeşim!