İttifakla girilen bir önceki yerel seçimlerde, büyük bir zafer elde edildi.
Sonrasında oluşan olumlu hava üzerinden yine ittifakla girilen genel seçimler, ikinci turda kaybedildi.
Ahalimiz önce bu iki seçimin de mimarı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu sonra da ittifakları tefe koydu.
***
Şimdi 31 Mart seçimlerine gidiyoruz. Ancak ortada ne ittifak var, ne de ‘lider değişti, kesin kazanıyoruz’ inancı…
Aksine; tam bir belirsizlik ve telaş havası hâkim…
Doğal… Böylesine önemli bir seçim öncesi, ülkenin en büyük muhalefet partisinde alelacele ‘değişim’ olursa, taşların yerine oturması da sancılı olur.
Bir yurttaş olarak kaygılanmamak elde değil.
***
Yeni Genel Başkan Özgür Özel, sık sık ‘Kurultay nedeniyle kimse cezalandırılmayacak’ dese de, parti içindeki bir kesimin hala kurultayda kalmayı tercih ettiğini görmemek için saf olmak gerek.
Her ne kadar Ekrem İmamoğlu, tüm motivasyonu ile önce İstanbul’u yeniden kazanmaya, sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklansa da, ondan aldıkları gücü kurultay hesaplaşmasına ve kişisel kadrolaşmaya kullananlar olduğunu fark etmemek mümkün değil.
Liderlerin bir tereddüdü olduğunu düşünmüyorum.
Amaa…
‘Kurultayı biz kazandık, artık bizim borumuz öter’ duygusundaki kimi çevrelerin, kendi liderlerine zarar verdiklerini görmemek için kör olmak gerekir.
Ve…
Liderlerin bu gidişatı durdurmak gibi bir görevleri olduğunu biliyorum.
***
Konu Cumhuriyet Halk Partisi olunca, kuşkusuz en çok konuşulan şehirlerin başında İzmir geliyor.
Tarihe not olarak düşsün diye yazıyorum:
Genel Başkan Özgür Özel ve değişim sürecinin diğer lideri Ekrem İmamoğlu’na rağmen,
tüm Türkiye’de yeni bir zafer için odaklanmak yerine,
kurultaydan aldıklarını düşündükleri güçle, İzmir’i dizayn etmeye çalışanlar olursa (ki maalesef var)
o meşhur atasözünü hatırlatmaktan başka çare kalmaz: ‘Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’…
***
Kimileri gibi, ‘Şu aday olmazsa, İzmir kaybedilir’ diyecek değilim.
Öte yandan kimileri gibi İzmir’i ‘çantada keklik’ olarak da görmüyorum.
Evet, İzmir Büyükşehir Belediyesi bu kötü atmosferde bile kazanılır.
Ancak, koca şehrin dengeleriyle bu kadar oynanırsa,
şu an Cumhur İttifakı’nın elinde olan Aliağa, Bergama, Menemen gibi ilçeler kazanılamayacağı gibi;
geçen seçimde AKP’den alınan Torbalı, Kemalpaşa, Menderes gibi ilçeler de kaybedilir.
***
İzmir’de ilçeler kaybediliyorsa, 11 Büyükşehir’in garanti olduğunu iddia etmek mümkün değil.
“Partililerimiz bir seçim gecesinde daha ağlamasın diye yola çıkıyorum” diyen Genel Başkan Özgür Özel’e gerçekten yoldaşlık ettiğine inananlar, İzmir’e değil, hayatın gerçeklerine, riskli haldeki büyükşehirlere, büyük ilçelere dönmelidir.
Yurttaşların Cumhuriyet Halk Partisi’nden acil beklentisi, parti içindeki dağınıklığın bir an evvel giderilmesidir.
Kurultay biteli bir ay oldu…
Seçim kapıda…
O da gelir, o da geçer!
Dikkat edilmelidir.